namus ninjası
ön uyarı: böyle genel ilişki meselelerinde spekülasyon yapmak hoşunuza gitmiyorsa hiç okumayın isterseniz. erkek kişiyim ve bu gönül işleriyle alakalı değil tam, daha geniş mesele. gönül işlerinde net bir insanım. tereddütte kalmıyorum artık.durum şu, eskinin aksine, artık edindiğim arkadaşlar hep k
ön uyarı: böyle genel ilişki meselelerinde spekülasyon yapmak hoşunuza gitmiyorsa hiç okumayın isterseniz.
erkek kişiyim ve bu gönül işleriyle alakalı değil tam, daha geniş mesele. gönül işlerinde net bir insanım. tereddütte kalmıyorum artık.
durum şu, eskinin aksine, artık edindiğim arkadaşlar hep kadınlardan olmaya başladı. hoşuma gidiyor bu durum. arkadaşlıklarım daha doğru düzgün ve dengeli gidiyor... sayılırdı.
farz edelim beş yeni arkadaşım var (hepsi de kadın lan). bunlardan üçü beni tereddütte bırakacak kadar aşırı ilgili oluyorlar benle, kısa sürede hem de. yani diyelim bir vesileyle tanışıyoruz, bi yerde oturuyor konuşuyoruz, konuşma bitiyor, ayrılıyoruz, en geç iki güne alakasız bir hal hatır sorma mesajı geliyor. mesaj atıyorum, uzuyor.. uzuyor da uzuyor. bu beş kişiden en az ikisi açıkça karşılık falan bekliyor. çok belli çünkü ibreyi biraz daha sona getirsem iş bildiğin flörtleşme halini de geçiyor.
şimdilik sadece birini açıkça reddetmek zorunda kaldım. o da, imalarını gözardı edemeyerek üzerine gittiğimde çözüldü. gerçi hala gözünü üzerimde hissedebiliyorum.. hiçbir ilgim yok, haftada bir iki saat yazışarak konuşmak, hal hatır sormak dışında verebileceğim bir şey de yok kendisine ama o daha fazlasını istiyordu. ben de sıkıntısını bitirmek istedim. açık açık konuştum, umut kalmasın diye falan. umut kaldı korkarım ama onun da başka seçenekleri vardı, onlara yönelmiş olsa gerek. sanırım beni yedekte tutacak bir süre daha. bu haliyle zararı yok ama kötü örnek işte.
bu örnek sebebiyle temkinli olmaya başladım. sorun şu ki, yine örnek uzayımızı oluşturan bu beş kişinin, isteklerime (güzellik, kafa dengi olması, uzun vadeli düşünmemesi) yakın olması durumunda beşiyle de kısa süreli ilişkiler yaşamaya niyet edebilecek kadar yoldan çıkmış biriyim aslında. ama nadiren bu özellikleri taşıyan birine rastlayacağımın farkındayım. durumdan memnuniyetsizliğimin kök nedeni bu zaten.
bu durum beni nasıl bir insan tipine sokuyor ki? biliyorum net bir soruyla gelemedim. idare edin. sonuçta bu bir gönül ilişkisi sorunu sayılır ve bu işlerde sorular ne kadar net olursa önyargılar da o kadar fazla demektir. ben şimdilik sadece olayı çözmeye çalışıyorum. sizce bu durumu engellemek için, sadece çekici bulduğum kadınlara yaklaşmaya mı çalışmalıyım?
bir de, eğer kadınsanız, bu hali bir düşünün;
30ların başında bir erkek, daha önce sevgilileri hariç pek az kadın arkadaşı olmuş. belli yaşın altındaki kadınlar haliyle çok hoşsohbet gelmiyor, arkadaş olarak kendi yaşı civarında insanlara mecbur bu sebepten, yaş seçiyor ama cinsiyet seçme lüksü yok, ne gelirse açık çünkü yalnız bir adam bu adam, sözlük asosyali olmak istemiyor. iş için de çevre yapmalı mesela, işi sosyal ilişkiler sayesinde gelişen biri. tanıştığı kadınlar da iş sebebiyle konuştuğu kişiler mesela. ama bu yaş civarındaki kadınlar haliyle "acilen evlenmezse infilak edecek" hastalığından mustarip. sonuçta iyi başlayan ilişki kısa sürede farklı amaçlara sahne oluyor gibi geliyor bu erkeğe. ne yapsın lan bu adam? kamil mi olsun? erkeğin kezbanı mı olsun? güzel değilsen o şekilde ilgimi çekmiyorsun yazan tişört mü giysin? hayali bir sevgili yaratıp onu mu kalkan olarak kullansın?
erkek kişiyim ve bu gönül işleriyle alakalı değil tam, daha geniş mesele. gönül işlerinde net bir insanım. tereddütte kalmıyorum artık.
durum şu, eskinin aksine, artık edindiğim arkadaşlar hep kadınlardan olmaya başladı. hoşuma gidiyor bu durum. arkadaşlıklarım daha doğru düzgün ve dengeli gidiyor... sayılırdı.
farz edelim beş yeni arkadaşım var (hepsi de kadın lan). bunlardan üçü beni tereddütte bırakacak kadar aşırı ilgili oluyorlar benle, kısa sürede hem de. yani diyelim bir vesileyle tanışıyoruz, bi yerde oturuyor konuşuyoruz, konuşma bitiyor, ayrılıyoruz, en geç iki güne alakasız bir hal hatır sorma mesajı geliyor. mesaj atıyorum, uzuyor.. uzuyor da uzuyor. bu beş kişiden en az ikisi açıkça karşılık falan bekliyor. çok belli çünkü ibreyi biraz daha sona getirsem iş bildiğin flörtleşme halini de geçiyor.
şimdilik sadece birini açıkça reddetmek zorunda kaldım. o da, imalarını gözardı edemeyerek üzerine gittiğimde çözüldü. gerçi hala gözünü üzerimde hissedebiliyorum.. hiçbir ilgim yok, haftada bir iki saat yazışarak konuşmak, hal hatır sormak dışında verebileceğim bir şey de yok kendisine ama o daha fazlasını istiyordu. ben de sıkıntısını bitirmek istedim. açık açık konuştum, umut kalmasın diye falan. umut kaldı korkarım ama onun da başka seçenekleri vardı, onlara yönelmiş olsa gerek. sanırım beni yedekte tutacak bir süre daha. bu haliyle zararı yok ama kötü örnek işte.
bu örnek sebebiyle temkinli olmaya başladım. sorun şu ki, yine örnek uzayımızı oluşturan bu beş kişinin, isteklerime (güzellik, kafa dengi olması, uzun vadeli düşünmemesi) yakın olması durumunda beşiyle de kısa süreli ilişkiler yaşamaya niyet edebilecek kadar yoldan çıkmış biriyim aslında. ama nadiren bu özellikleri taşıyan birine rastlayacağımın farkındayım. durumdan memnuniyetsizliğimin kök nedeni bu zaten.
bu durum beni nasıl bir insan tipine sokuyor ki? biliyorum net bir soruyla gelemedim. idare edin. sonuçta bu bir gönül ilişkisi sorunu sayılır ve bu işlerde sorular ne kadar net olursa önyargılar da o kadar fazla demektir. ben şimdilik sadece olayı çözmeye çalışıyorum. sizce bu durumu engellemek için, sadece çekici bulduğum kadınlara yaklaşmaya mı çalışmalıyım?
bir de, eğer kadınsanız, bu hali bir düşünün;
30ların başında bir erkek, daha önce sevgilileri hariç pek az kadın arkadaşı olmuş. belli yaşın altındaki kadınlar haliyle çok hoşsohbet gelmiyor, arkadaş olarak kendi yaşı civarında insanlara mecbur bu sebepten, yaş seçiyor ama cinsiyet seçme lüksü yok, ne gelirse açık çünkü yalnız bir adam bu adam, sözlük asosyali olmak istemiyor. iş için de çevre yapmalı mesela, işi sosyal ilişkiler sayesinde gelişen biri. tanıştığı kadınlar da iş sebebiyle konuştuğu kişiler mesela. ama bu yaş civarındaki kadınlar haliyle "acilen evlenmezse infilak edecek" hastalığından mustarip. sonuçta iyi başlayan ilişki kısa sürede farklı amaçlara sahne oluyor gibi geliyor bu erkeğe. ne yapsın lan bu adam? kamil mi olsun? erkeğin kezbanı mı olsun? güzel değilsen o şekilde ilgimi çekmiyorsun yazan tişört mü giysin? hayali bir sevgili yaratıp onu mu kalkan olarak kullansın?
0
off, gereksiz uzun olmuş.
özet geçeyim:
sevmiş sevilmiş götüne tekme yemiş ve "artık çok da mühim değil" demiş biri, erkek, iş güç sosyal ağlar vs sebebiyle etrafında pek çok kadın var.
olursa kısa süreli beraberlikler peşinde. yani adam efendi görünümlü piç. sadece kendi gibi olduğunda ilgisini çekmeyen kişilerin de ilgisini çekiyor, doğru düzgün sokağa çıkmadan bile pek çok arkadaş ediniyor, bunların çoğu kadın ve bunların bir kısmı da istemediği türden beklentiler içinde. ne yapsın bu adam?
fürvendetta,
swf beni çok iyi anlatmıyor. bu daha iyi:
inciswf.com
özet geçeyim:
sevmiş sevilmiş götüne tekme yemiş ve "artık çok da mühim değil" demiş biri, erkek, iş güç sosyal ağlar vs sebebiyle etrafında pek çok kadın var.
olursa kısa süreli beraberlikler peşinde. yani adam efendi görünümlü piç. sadece kendi gibi olduğunda ilgisini çekmeyen kişilerin de ilgisini çekiyor, doğru düzgün sokağa çıkmadan bile pek çok arkadaş ediniyor, bunların çoğu kadın ve bunların bir kısmı da istemediği türden beklentiler içinde. ne yapsın bu adam?
fürvendetta,
swf beni çok iyi anlatmıyor. bu daha iyi:
inciswf.com
0
vendetta: ayh neyse ki bu seferki çok da ses azaltmama gerek bırakan bir şey çıkmadı, sağol varol.
namus: uyan usta mola yerine geldik! :D
ha, cidden böyle bir hayatın varsa da, kız kişisiyim, kimseyle flört edemiyorum, beceremiyorum, benim durumum da direkt bacı-qanqa falan olayına bağlıyor. keşke erkek olsam da ne kadar çirkin olursam olayım kızlar bana yazsa -çünkü artık günümüzde olay buna dönüştü- yani gerçekten de bunu yaşıyor olabilirsin aslında ha, düşündüm de.. XD
namus: uyan usta mola yerine geldik! :D
ha, cidden böyle bir hayatın varsa da, kız kişisiyim, kimseyle flört edemiyorum, beceremiyorum, benim durumum da direkt bacı-qanqa falan olayına bağlıyor. keşke erkek olsam da ne kadar çirkin olursam olayım kızlar bana yazsa -çünkü artık günümüzde olay buna dönüştü- yani gerçekten de bunu yaşıyor olabilirsin aslında ha, düşündüm de.. XD
0
ayni yas grubundayiz demissiniz yani hepiniz 30lu yaslarin basindasiniz. 30lu yaslar kadnlarin artik en iyi potansiyal kocayi secme yasidir. bu yas geldi mi "evde kalma kompleksi" de baslar. bkz: sedef.
onlarin gozunde siz de artik evlenme cagina gelmis potansiyel bir hedefsiniz. sanslarini deniyorlar.
ayrica 30 yas ayni zamanda kadinlarin biyoljik saatlerinin de tik taklamaya basladigi yaslardir. yani analik duygulari da farkinda olmadan kabarir. sizi sevgili olarak degilse bile bir cesit sahiplenme, koruma kollama duygulari olabilir.
burada yazanlar tipik 30 yas turk kadini hakkinda genellemelerdir. her genelleme gibi itiraz edilebilir, istisnalar cikabilir.
onlarin gozunde siz de artik evlenme cagina gelmis potansiyel bir hedefsiniz. sanslarini deniyorlar.
ayrica 30 yas ayni zamanda kadinlarin biyoljik saatlerinin de tik taklamaya basladigi yaslardir. yani analik duygulari da farkinda olmadan kabarir. sizi sevgili olarak degilse bile bir cesit sahiplenme, koruma kollama duygulari olabilir.
burada yazanlar tipik 30 yas turk kadini hakkinda genellemelerdir. her genelleme gibi itiraz edilebilir, istisnalar cikabilir.
0
böyle bir hayatım olması anormal değil, bunu buraya yazmam anormal olabilir. asosyal bir tip olduğumdan uzun zaman içine kapanık halde takıldım, duyuruda mesela, şu an olduğu gibi, o yüzden buraya yazıyorum. yakın çevrem benim gibi değil, onlara bu konuları açtığımda sinirleri bozuluyor.
bu asosyallik ne işe yaradı? kültür ıvır zıvır. insanları gözlemledim. şimdi iş çocuk oyuncağı gibi geliyor. bu arada bir miktar tipim de iyileşti tabii, androjenler.. neredeyse 20 yıldır düzenli salgılıyorum, 30 yaş dedim az değil, kendi bedenini tanımak için iyi bir süre. özellikle potansiyel de varsa..
lütfen yeniyetmelikten çıkıp koşa koşa gelmeyin bu tür duyurulara, swf linkleri komik ama derdime çare değil. bu dert de değil tam gerçi.
bu asosyallik ne işe yaradı? kültür ıvır zıvır. insanları gözlemledim. şimdi iş çocuk oyuncağı gibi geliyor. bu arada bir miktar tipim de iyileşti tabii, androjenler.. neredeyse 20 yıldır düzenli salgılıyorum, 30 yaş dedim az değil, kendi bedenini tanımak için iyi bir süre. özellikle potansiyel de varsa..
lütfen yeniyetmelikten çıkıp koşa koşa gelmeyin bu tür duyurulara, swf linkleri komik ama derdime çare değil. bu dert de değil tam gerçi.
0
@namus ninjası
o yaşta o kadar bekar kadın bolluğu varmı lan bu ülkede cidden? yoksa troll müsün abi. o yaşa kadar cogu kadın evlenmiş olmuyor mu lan?
o yaşta o kadar bekar kadın bolluğu varmı lan bu ülkede cidden? yoksa troll müsün abi. o yaşa kadar cogu kadın evlenmiş olmuyor mu lan?
0
büyük ihtimal işin dolayısıyla hep kadınların arasındasın ve arkadaşların kadın oluyor. bu yüzden zamanla gayleşmişsin. senin yerinde başka bir erkek olsa hepsini ipe dizerdi ama sana normal geliyor sürekli kadınlarla bir arada olup bir haltlar çevirmemek. acilen testosteron yüklü ortamlara girip kendine gelmen lazım. içindeki maçoyu ortaya çıkar durma.
0
@fransız kalan
25 yaş, genelde bu yaştalar etrafımdakiler. 30 çıkmasa da 27-28 var. tabii evli olmadıklarından kolayca arkadaş oluyoruz. yoksa tabii ki fazla değiller. troll değilim, en azından bu konularda yapmıyorum, yani önceki muhabbetlerimizden biliyorsundur en azından.
@dafuq
ya nasıl desem, çok çok az kişiyi çekici buluyorum. erkek egemen bir işteyim aslında ama.. meslektaşlarımın epey kısmı kadın (kadın oranı yüksek olan nadir mühendislik dallarından biri).
bak mesela söylemedim, çelik kapı yaptırmaya gittik patronla, ben de şef seviyesinde bi çalışanım bu arada. neyse, çelik kapıcının imalat müdürü kadınmış. çok şaşırdım çok da hoşuma gitti müdire olması, ne güzel, kadın egemen bir imalathane diyorum içimden, neyse sipariş olmadı, kapasiteleri yetersizmiş, bize hangar kapısı lazım, çıkıyoruz, benim adım mahmut olsun misal, çıkışta tokalaşıyoruz, patrona dedi: iyi çalışmalar diğer işleriniz için mutlaka teklif isteyin.
bana dedi: sizinle tanıştığıma da çok memnun oldum mahmut bey.
patron 1 saat dalga geçti benle. anormal bir durum çünkü. kadının bunu derken tavrı çok acayipti. yanlış anlaşılabilir diyeyim en hafifi tabirle.
bu arada, gerçekten bu anlattıklarım garip geliyorsa, biraz sokağa çıkın lan.
25 yaş, genelde bu yaştalar etrafımdakiler. 30 çıkmasa da 27-28 var. tabii evli olmadıklarından kolayca arkadaş oluyoruz. yoksa tabii ki fazla değiller. troll değilim, en azından bu konularda yapmıyorum, yani önceki muhabbetlerimizden biliyorsundur en azından.
@dafuq
ya nasıl desem, çok çok az kişiyi çekici buluyorum. erkek egemen bir işteyim aslında ama.. meslektaşlarımın epey kısmı kadın (kadın oranı yüksek olan nadir mühendislik dallarından biri).
bak mesela söylemedim, çelik kapı yaptırmaya gittik patronla, ben de şef seviyesinde bi çalışanım bu arada. neyse, çelik kapıcının imalat müdürü kadınmış. çok şaşırdım çok da hoşuma gitti müdire olması, ne güzel, kadın egemen bir imalathane diyorum içimden, neyse sipariş olmadı, kapasiteleri yetersizmiş, bize hangar kapısı lazım, çıkıyoruz, benim adım mahmut olsun misal, çıkışta tokalaşıyoruz, patrona dedi: iyi çalışmalar diğer işleriniz için mutlaka teklif isteyin.
bana dedi: sizinle tanıştığıma da çok memnun oldum mahmut bey.
patron 1 saat dalga geçti benle. anormal bir durum çünkü. kadının bunu derken tavrı çok acayipti. yanlış anlaşılabilir diyeyim en hafifi tabirle.
bu arada, gerçekten bu anlattıklarım garip geliyorsa, biraz sokağa çıkın lan.
0
ahahhah çok komiksin ya, yukarıda yazdıklarını da ciddi ciddi okudum ha :) iş neden hep flörte dönüyormuş, abi sen "sizinle tanıştığıma memnun oldum" lafını bile flört gibi algılıyorsun, sorun kızlarda değil sende. geçmiş olsun.
0
@Demet
çok zalimsin. burada kendimi öven bir tavır içinde değilim. üniversiteyi bitirene kadar kafamı kaldırıp insanların gözlerinin içine bakmadım, s harfini peltek söylerdim nereden baksan 17-18 yaşıma kadar böyle peltek konuştum (büfeden su isteyememek ne kadar kötü bir şey bilir misin sen demet?). şimdi bu hale gelmiş olmam garibime gidiyor sadece.
sen zalimsen ben daha zalimim, ama şimdilik olaya mizahi gözle bakmaya devam etmeyi tercih ediyorum:
i.imgur.com
çok zalimsin. burada kendimi öven bir tavır içinde değilim. üniversiteyi bitirene kadar kafamı kaldırıp insanların gözlerinin içine bakmadım, s harfini peltek söylerdim nereden baksan 17-18 yaşıma kadar böyle peltek konuştum (büfeden su isteyememek ne kadar kötü bir şey bilir misin sen demet?). şimdi bu hale gelmiş olmam garibime gidiyor sadece.
sen zalimsen ben daha zalimim, ama şimdilik olaya mizahi gözle bakmaya devam etmeyi tercih ediyorum:
i.imgur.com
0
kadınlar ne istiyorsa onu ver fazla kurcalama.kadınlar almak erkekler vermek üzere yaratıldık.
vermek yada vermeme isteği seni bağlar sadece o kısımda özgürsün ama sonuçta vereceksin birilerine.
vermek yada vermeme isteği seni bağlar sadece o kısımda özgürsün ama sonuçta vereceksin birilerine.
0
erkeğin kezbanı olmuşsun zaten pampa geçmiş olsun. kız olsan "hrkss bni skmye çlşyo ufff slklr :ss" diye gezecekmişsin etrafta. herkes sana yazmıyo sen daha önce kadın arkadaşın olmadığı için şimdi etrafındaki kadınları sana yazıyo sanıyosun. kadınlarherkesle uzun uzun konuşup mesajlaşmayı sever, doğaları böyle. hatta tanımadıkları insanlara canım bebeğim hayatım diye hitap ederler sana da söylerlerse yanlış anlama.
0
instant haklısın galiba. yani bana da öyle geliyor arada. ama bazen konuşma istemediğim cinsten bi samimiyete gidiyor gibi oluyor. ne bilem lan. memlekette kim kendisini sağlıklı şekilde ifade edebiliyor ki? işimiz gücümüz alavere dalavere.
0
dayı attığın caps'e 10 dakikadır kahkaha atıyorum allah razı olsun.
onun dışında acımasız olmak istemem ama ticari ortamlarda oraya on kişi gitseniz hepinizle tanıştığına tek tek memnun olurdu kadın, diğer teklifler için gelin yine demiş işi almaya çalışıyor muhtemelen çok büyütecek bir şey yok. biraz kafana takmadan takılmayı dene, aklına koyduğun biri varsa dene, bakarsın ciddileşir öyle bir şey istemiyorum dersin falan çok fazla kafa yorma yani önceden.
onun dışında acımasız olmak istemem ama ticari ortamlarda oraya on kişi gitseniz hepinizle tanıştığına tek tek memnun olurdu kadın, diğer teklifler için gelin yine demiş işi almaya çalışıyor muhtemelen çok büyütecek bir şey yok. biraz kafana takmadan takılmayı dene, aklına koyduğun biri varsa dene, bakarsın ciddileşir öyle bir şey istemiyorum dersin falan çok fazla kafa yorma yani önceden.
0
heee ben olayı anladım :) asıl flörtöz sensin olum, bana yazdığın cevap bile böyle tatlı tatlı falan, sempatiklik yapıyosun kadınlar da "ay ne tatlııııı" diye yaklaşıyorlar muhtemelen. bu arada 28 yaşındayım dikkatli ol :D
şaka bi yana instant crush çok doğru tespit yapmış olabilir, dikkate al derim ben.
şaka bi yana instant crush çok doğru tespit yapmış olabilir, dikkate al derim ben.
0
kezbanlaşmışsın, geçmiş ola. her kadın seninle flört etmiyordur, emin ol. her kadın evlenme delisi de değil. bu tip şablonlar yarattığın için kezban oluyorsun zaten.
biri çıkar karşına, anlaşırsın, kanın kaynar, birlikte devam edersin. evlenir misin, evlenmez 3 tane gayrimeşru çocuk mu yaparsın o sizin bileceğiniz iş olur. bu işler bu kadar karmaşık değil.
biri çıkar karşına, anlaşırsın, kanın kaynar, birlikte devam edersin. evlenir misin, evlenmez 3 tane gayrimeşru çocuk mu yaparsın o sizin bileceğiniz iş olur. bu işler bu kadar karmaşık değil.
0
@ruben, aynı 15 sene önceki ben o capsteki çocuk. onun peltek dillisini düşün.
@Demet
yav, bak valla niyetim öyle değil, işte sorun bu, ben kimseye asılmıyorum, bilhassa buralarda. sana da asılmadım ama öyle anladın. demek benim yaklaşımımda sorun var. ne bileyim, her konuda böyle internet memlerini anında bulabilirim. günde 3 saat 4chanda 5 saat ekşide takılıyorum. bu üslup oradan.
@vecihi ve @fikret kardeşlerim
daha önceki gönül işlerim, hep yakın olduğum insanlardı. benden hoşlandıkları gibi, ben de onlardan hoşlanmıştım. yani hiç birinin peşinden koşup beraber olduğum olmadı. peşinden koştuklarım bana hiç bakmadı :)) hep karşılıklı oldu.
o sebepten, onlardan hareketle gidiyorum. aynı tavırları görüyorum. yani, ne bileyim, bana ilgi duyan ile duymayan arasındaki ayrımı yapabiliyorum sanırım. zaten ben de meyilliysem, genelde çok uzun bir flört de olmuyor. bildiğin beraber yaşamaya başlıyorum. hatta en sonuncuda evlendim falan. bitti. kısmet. daha önce hiç uzun flört dönemi görmedim.
ne bileyim lan, erkeğin kezbanı olmak istemem.
@Demet
yav, bak valla niyetim öyle değil, işte sorun bu, ben kimseye asılmıyorum, bilhassa buralarda. sana da asılmadım ama öyle anladın. demek benim yaklaşımımda sorun var. ne bileyim, her konuda böyle internet memlerini anında bulabilirim. günde 3 saat 4chanda 5 saat ekşide takılıyorum. bu üslup oradan.
@vecihi ve @fikret kardeşlerim
daha önceki gönül işlerim, hep yakın olduğum insanlardı. benden hoşlandıkları gibi, ben de onlardan hoşlanmıştım. yani hiç birinin peşinden koşup beraber olduğum olmadı. peşinden koştuklarım bana hiç bakmadı :)) hep karşılıklı oldu.
o sebepten, onlardan hareketle gidiyorum. aynı tavırları görüyorum. yani, ne bileyim, bana ilgi duyan ile duymayan arasındaki ayrımı yapabiliyorum sanırım. zaten ben de meyilliysem, genelde çok uzun bir flört de olmuyor. bildiğin beraber yaşamaya başlıyorum. hatta en sonuncuda evlendim falan. bitti. kısmet. daha önce hiç uzun flört dönemi görmedim.
ne bileyim lan, erkeğin kezbanı olmak istemem.
0
yok valla ben asıldın falan demedim, üslubunu kasdettim, kadınlar da asılıyor diye düşünmemiştir, sempatik diye düşünmüştür, yani flörte meyilli gibi görünüyorsun. ben tespit yapıyorum sadece, benlik bi durum yok, bana asılmadın :) kadınlar böyle flört gibi anlarsa da haklıdır diyorum sadece.
edit: bunun bir çözümü olacağını da sanmıyorum ayrıca, soğuk nevale olma bu durumdan kurtulcam diye. boşver böyle iyi, ne anlarlarsa anlasınlar.
edit: bunun bir çözümü olacağını da sanmıyorum ayrıca, soğuk nevale olma bu durumdan kurtulcam diye. boşver böyle iyi, ne anlarlarsa anlasınlar.
0
antepfıstıklıbaklava
Ya şimdi saçma olacak ama geçen perşembe ve cuma hiç durmadan şiddetli bi baş ağrısı vardı kafamın sol tarafında bende pazartesiye randevu almıştım. Şimdi tabi ağrıdan eser yok,doktora gitsem mi gitmesem mi karar veremedim.Ne yapayım? Doktor,geçtiyse niye geldin demez dimi ?:))
Ya şimdi saçma olacak ama geçen perşembe ve cuma hiç durmadan şiddetli bi baş ağrısı vardı kafamın sol tarafında bende pazartesiye randevu almıştım. Şimdi tabi ağrıdan eser yok,doktora gitsem mi gitmesem mi karar veremedim.
Ne yapayım? Doktor,geçtiyse niye geldin demez dimi ?:))
Ne yapayım? Doktor,geçtiyse niye geldin demez dimi ?:))
0
online randevu alıpta gitmezsen sıkıntı oluyo. 3 kere gitmezsen seni banlıyolar hastaneden. valla bak.
0
Madem randevu aldin bence git. Oylesine bi agriysa bile genel bi kontrol olur.
0
aynen söyle demez öyle bir şey. vaktim yoktu o yüzden pazartesiye aldım dersin.
0
kısmi baş ağrıları eğer fiziksel bir hasar yoksa sıradan baş ağrısından (stres, yorgunluk, açlık, susuzluk vb. kaynaklı baş ağrısı) farklı sebeplerden ortaya çıkabiliyor. bence gidin. doktor da andaval değilse öyle bir cümle kurmaz.
0
hasmetizm; evet online randevu aldım. Bilmiyordum,teşekkür ederim.
Gitmeye karar verdim.Teşekkürler cevaplarınız için arkadaşlar.
Gitmeye karar verdim.Teşekkürler cevaplarınız için arkadaşlar.
0
bence git. belki bir test yaptirir bir sey yaptirir. almisken git.
gecmis olsun
gecmis olsun
0
ban falan yok yahu bin kere randevu iptal etmişimdir, sonra tekrar aldım. muhtemelen migrenin var, git sen yine.
0
iptal seçeneği olabilir. be nalıpta gitmezse banlanır diyorum zaten. ege üni hastanesinin online başvurusunda var bu bilgi açık şekilde.
0
beatli hippie
dışkımda kan var, doktora gitmeye korkuyorum. dışkıda kan olması %100 korkulacak, kötü bir sonuç olduğuna mı işarettir? korkuyom.
dışkımda kan var, doktora gitmeye korkuyorum. dışkıda kan olması %100 korkulacak, kötü bir sonuç olduğuna mı işarettir? korkuyom.
0
hayır o kadar korkulacak bir şey değidir. basit bir basur da olabilir. ama doktora gidip mutlaka öğrenmen lazım ne olduğunu.
0
bu tarz durumlarda doktora gözükmek gerekir. dışkı tahlili yaparlar bu durumda sanırım. çatlak olabilir anüsünde. yine de bir baktırmak lazım.
biliyorum, kolay değil, fakat kanın miktarına göre hızlı bir şekilde gitmelisin..
edit: basur olduğunu düşünmüyorum. öyle olsaydı en azından anlardı. ve basur kan getirirse, dışkıdan ziyade tuvalet kağıdı ya da iç çamaşırında gözükür. bende var, oradan biliyorum. oluk oluk akmıyor yani kan :)
biliyorum, kolay değil, fakat kanın miktarına göre hızlı bir şekilde gitmelisin..
edit: basur olduğunu düşünmüyorum. öyle olsaydı en azından anlardı. ve basur kan getirirse, dışkıdan ziyade tuvalet kağıdı ya da iç çamaşırında gözükür. bende var, oradan biliyorum. oluk oluk akmıyor yani kan :)
0
Mide ağrısı da varsa mide kanamasına delalettir. Kanama durumunu vücudunuzun durumunu takip edin. Eğer tek seferlik bişeyse takmayın kafaya. Bir de hemoroid için kendiniz kontrol edin.
Eğer ciddi bir durum hissederseniz ambulansı arayın evden alıp götürsünler sizi hastaneye. Dönüş yolu sizden olur ama.
Eğer ciddi bir durum hissederseniz ambulansı arayın evden alıp götürsünler sizi hastaneye. Dönüş yolu sizden olur ama.
0
ilk kez tuvalet kağıdında farkettim zaten kanı, fakat hemoroid falan olsa anlardım, yani yok öyle bi şey. sanırım.
edit: ambulans mı! mide kanaması mı? şu anda 112'yi arıyorum.
bu ambulans diyen kişi ciddi mi lan?
edit: ambulans mı! mide kanaması mı? şu anda 112'yi arıyorum.
bu ambulans diyen kişi ciddi mi lan?
0
öncelikle, doktora gitmekten korkmanın bir anlamı yok. allah korusun, kötü bir şeyse bile, ne kadar erken dönemde teşhis konulursa, o kadar iyi.
kan, çok açık kırmızı ise, büyük ihtimalle hemoroiddir. bir dahiliye uzmanına görürün. geçmiş olsun.
kan, çok açık kırmızı ise, büyük ihtimalle hemoroiddir. bir dahiliye uzmanına görürün. geçmiş olsun.
0
bağırsak hastalıklarında da kan olabilir kanın koyuluğu ve kıvamı size bir fikir verebilir (mideden mi kalın bağırsaktan mı) ama mutlaka doktora gidin, ihmal etmeyin.
0
yahu biraz sakin. ishal, yoğun kanama, ağrı vs varsa acile gidin tabi yoksa biraz bekleyin sadece zorlanmaya bağlı basit bir şeydir belki. her şeye 112'yi arayacak olursak gerçekten acil durumlara yetişecek ambulans kalmaz.
edit: bu tabi ihmal edin demek değil. doktora gidin mutlaka.
edit: bu tabi ihmal edin demek değil. doktora gidin mutlaka.
0
%90 Kötü bir şey değildir genelde kılcal damar çatlaması, basur, anal fissür çıkıyor(bizzat yaşadım biliyorum). Kolonoskopi olursun, daflon verir geçer. Asıl dışkı simsiyah olursa ya da kanı farkedemeyip testlerde çıkarsa kötü bir şey demektir.
Bağırsak hastalıkları kanser dahil erken teşhisle(kolonoskopi) çok inanılmaz kolay hallediliyor. Hatta polip varsa kolonoskopi sırasında da alınıyor. Bir taşla kuş katliamı.
Bağırsak hastalıkları kanser dahil erken teşhisle(kolonoskopi) çok inanılmaz kolay hallediliyor. Hatta polip varsa kolonoskopi sırasında da alınıyor. Bir taşla kuş katliamı.
0
Ben ciddi manada söyledim ama başında da ciddi bir durum sezinlerseniz diye ekledim. Yani şuan ağrı sızı yokken azcık kan geldi diye tabi ki ambulans çağırmayın. Ama özellikle de evde yalnızsanız, şiddetli ağrı, kanama vb durumlar olursa mutlaka ambulansı arayın.
0
hayley williams ile evlenecek genc
Hangisine yazdırayım?A- Yardımcı Doçent, başvuracağım konu ile alakalı, A aldığım ama üzerinden 3-4 yıl geçtiği için beni muhtemelen hatırlamayacak hoca.B- Doçent, yurtdışında tanınan, başvuracağım konu ile alakalı ama mail attığımda seninle birlikte çalışma şansımız olmadı, yazacaklarım az olabilir
Hangisine yazdırayım?
A- Yardımcı Doçent, başvuracağım konu ile alakalı, A aldığım ama üzerinden 3-4 yıl geçtiği için beni muhtemelen hatırlamayacak hoca.
B- Doçent, yurtdışında tanınan, başvuracağım konu ile alakalı ama mail attığımda seninle birlikte çalışma şansımız olmadı, yazacaklarım az olabilir diyen hoca.
C- Doçent, başvuracağım konu ile tamamen alakasız(mühendislik vs tarih) ama beni çok iyi tanıyan hoca.
A- Yardımcı Doçent, başvuracağım konu ile alakalı, A aldığım ama üzerinden 3-4 yıl geçtiği için beni muhtemelen hatırlamayacak hoca.
B- Doçent, yurtdışında tanınan, başvuracağım konu ile alakalı ama mail attığımda seninle birlikte çalışma şansımız olmadı, yazacaklarım az olabilir diyen hoca.
C- Doçent, başvuracağım konu ile tamamen alakasız(mühendislik vs tarih) ama beni çok iyi tanıyan hoca.
0
B ile A'nın yazacakları çok farklı olmayacaktır, ikisi de aşağı yukarı aynı yazar. C'ye kesin yazdır, B ile A'ya da yazdır, okuma şansın olursa hangisininkini beğenirsen onu kullanırsın.
edit: bu arada C'nin seni nereden tanıdığını mantıklı bir şekilde açıklayabilmesi gerek. atıyorum babanın arkadaşıysa, seni nereden tanıdığından bahsederken bunu yazması saçma olur. beraber çalıştığın ya da ders aldığın bir hoca daha iyidir.
edit: bu arada C'nin seni nereden tanıdığını mantıklı bir şekilde açıklayabilmesi gerek. atıyorum babanın arkadaşıysa, seni nereden tanıdığından bahsederken bunu yazması saçma olur. beraber çalıştığın ya da ders aldığın bir hoca daha iyidir.
0
dahinnotha
selamlar,bi arkadaşımın FB profili görünmüyor, mesajlar kısmında ismi var fakat tıklanmıyor, profil resmi de yok. dondurmuş mu yoksa hesabını tamamen silmiş yoksa beni mi engellemiş? arama kısmında da görülmüyor ya da profiln linkine gidince aradığınız sayfa yok diyor. arkadaş olmadığımız başka bir
selamlar,
bi arkadaşımın FB profili görünmüyor, mesajlar kısmında ismi var fakat tıklanmıyor, profil resmi de yok.
dondurmuş mu yoksa hesabını tamamen silmiş yoksa beni mi engellemiş?
arama kısmında da görülmüyor ya da profiln linkine gidince aradığınız sayfa yok diyor.
arkadaş olmadığımız başka bir hesaptan girince de hiç bir sonuç çıkmıyor.
bi arkadaşımın FB profili görünmüyor, mesajlar kısmında ismi var fakat tıklanmıyor, profil resmi de yok.
dondurmuş mu yoksa hesabını tamamen silmiş yoksa beni mi engellemiş?
arama kısmında da görülmüyor ya da profiln linkine gidince aradığınız sayfa yok diyor.
arkadaş olmadığımız başka bir hesaptan girince de hiç bir sonuç çıkmıyor.
0
E artık hiçbi yerden çıkmıyosa dondurmuştur. Kendi arkadaş listenize bakın, orada da ismi duruyor kendisi yoksa, dondurmuştur muhtemelen. Dondurduğunu mu tamamen mi kapattığını bi bakışla o şekilde anlayamazsınız. İki üç hafta sonra tamamen silinirse, tamamen kapatmıştır demektir.
0
evet, hesabını dondurmuş. başka bir profilden kontrol etmemiş olmasaydın engellemiş olabilir diyecektim. ama durum bu.
0
Engellemiş olabilir. Eğer baktığınız diğer hesapta o arkadaşınız ekli olduğu halde görünmüyorsa, dondurmuş olabilir.
Ama, eğer ekli değilse diğer hesapta belki aramalara kapalıdır. O yüzden de çıkmayabilir. Muamma bi durum.
Ama, eğer ekli değilse diğer hesapta belki aramalara kapalıdır. O yüzden de çıkmayabilir. Muamma bi durum.
0
dondurmuş ya da silmiş. ben de geçen gün bakmıştım böyle birine.
edit: arkadaş listene girdiğinde ismi yazıyorsa tıkla, bu hesap donduruldu diye uyarı çıkıyor.
edit: arkadaş listene girdiğinde ismi yazıyorsa tıkla, bu hesap donduruldu diye uyarı çıkıyor.
0
facebookunu dondurunca böyle oluyor. kapatmaya çalıştım beceremedim hala lisetelerde adım görünüyormuş sondursam bile.
seni engellemiş olsaydı asla adını sanını göremezin.
seni engellemiş olsaydı asla adını sanını göremezin.
0
Engellemiş arkadaşım var tam tersi adi sanı gozukuyor yahu. Ama tiklanmiyor isminin ustune. Siyah bi sekilde duruyo ismi. Engellemis megersem. gozukuyo yani engellediginde de.
0
:)
(git: )http://www.eksiduyuru.com/duyuru/728475/cirkin-kiz-vs-guzel-ama-suratsiz-kiz(Duyuru linki vermeyi beceremedim:( Nasıl yapıldığını deyiverse biri)Demin okuduğum bir duyuruda erkeklere güzel ama suratsız kız mı, normal ama güleryüzlü kız mı kazanır diye sorulmuş, hepsi güzel kız demiş. Bizim ve
(git: )www.eksiduyuru.com
(Duyuru linki vermeyi beceremedim:( Nasıl yapıldığını deyiverse biri)
Demin okuduğum bir duyuruda erkeklere güzel ama suratsız kız mı, normal ama güleryüzlü kız mı kazanır diye sorulmuş, hepsi güzel kız demiş. Bizim versiyonda durum ne olur, hangi tip erkeği tercih edersiniz?
(Duyuru linki vermeyi beceremedim:( Nasıl yapıldığını deyiverse biri)
Demin okuduğum bir duyuruda erkeklere güzel ama suratsız kız mı, normal ama güleryüzlü kız mı kazanır diye sorulmuş, hepsi güzel kız demiş. Bizim versiyonda durum ne olur, hangi tip erkeği tercih edersiniz?
0
bazı erkekler o kadar yakışıklı oluyor ki, açık söyleyeyim kız olsam veririm diyorum.
normal ama güleryüzlü erkek sıçar bu noktada. (zira adamda çirkin şansı bile yok.)
üzgünüm.
normal ama güleryüzlü erkek sıçar bu noktada. (zira adamda çirkin şansı bile yok.)
üzgünüm.
0
@kosun lan mevzu var
Erkek olduğunuz için sizin görüşünüz sayılmıyo, zaten önceki duyurudan anladık hepinizin ne kadar şekilci olduğunu:) Kadınların görüşlerini öğrenmeye çalışıyoruz..
Erkek olduğunuz için sizin görüşünüz sayılmıyo, zaten önceki duyurudan anladık hepinizin ne kadar şekilci olduğunu:) Kadınların görüşlerini öğrenmeye çalışıyoruz..
0
kadınların bu konudaki yorumlarına asla güvenilmez. hepsi der ki tipi önemsiz sıcakkanlı olsun vs.
ama güzel kızlar hep düzgün tiplere koşar. çok nadir diğer türlü olduğu durumlar. paranın veya başka değişkenlerin tetiklediği durumlar vs.
ama güzel kızlar hep düzgün tiplere koşar. çok nadir diğer türlü olduğu durumlar. paranın veya başka değişkenlerin tetiklediği durumlar vs.
0
mood onemli, karsidakinin surekli canini skiyorsa insan orada olmak istemez kendisi de sorunlu degilse. enerjisi yuksek insanlarin cevresi daha genis olur.
0
yakışıklı ama suratsız. aynı zamanda asosyal olsun. hatta mizantrop olsun.
0
april12th
Bu işten pek anlamadığım sorudan belli zaten. elbise şu: http://www.zara.com/tr/en/woman/dresses/long-sleeve-dress-c565428p1771136.htmlnişan gündüz, ordu evinde. giyilmezse nasıl bir şey giyilir, öf sevmiyorum hiç böyle şeyleri. kendi nişanım değil.
Bu işten pek anlamadığım sorudan belli zaten. elbise şu: www.zara.com
nişan gündüz, ordu evinde. giyilmezse nasıl bir şey giyilir, öf sevmiyorum hiç böyle şeyleri. kendi nişanım değil.
nişan gündüz, ordu evinde. giyilmezse nasıl bir şey giyilir, öf sevmiyorum hiç böyle şeyleri. kendi nişanım değil.
0
başka seçeneğim yok, alamıyorum da diyorsan giyilir çok uygunsuz değil. Saçın mutlaka topuz olmalı, top küpe takmalısın. elBse çok hoşmuş ama koyu renk olsaymış keşke. He yok alabilirim diyorsan alman daha iyi olur
0
nişan konseptine göre değişir. giyilebilir pek ala ama kombinini dikkatli yapmak gerek ki ne sırıtsın ne de basitleşsin.
kış vaktindeyse daha vücudu saran elbiseler tercih etmelisiniz. krem, gri, siyah, koyu lacivert renkleri uygun olabilir. dantelden kaçınmanızı tavsiye ederim.
ben olsam oradaki elbiselerden www.zara.com bunu ya da www.zara.com bunu tercih ederdim sizin için. gösterdiğiniz sarı elbise biraz hareketli olduğundan ilknde böyle bir tercih yapardım. daha uygun olurdu sanırım. oldukça da şık kombinlenebilecek bir elbise. ikincisini de ben kişisel olarak tercih ederdim diye tavsiye ediyorum.
kış vaktindeyse daha vücudu saran elbiseler tercih etmelisiniz. krem, gri, siyah, koyu lacivert renkleri uygun olabilir. dantelden kaçınmanızı tavsiye ederim.
ben olsam oradaki elbiselerden www.zara.com bunu ya da www.zara.com bunu tercih ederdim sizin için. gösterdiğiniz sarı elbise biraz hareketli olduğundan ilknde böyle bir tercih yapardım. daha uygun olurdu sanırım. oldukça da şık kombinlenebilecek bir elbise. ikincisini de ben kişisel olarak tercih ederdim diye tavsiye ediyorum.
0
tonoto
çikolata ve benzeri ürünleri tüketmeyi seven biriyim, dolayısıyla merak ettiğim birtakım şeyler var. bazı abur cubur markaları alırken glikoz ve mısır şurubu içerip içermediğine dikkat ediyor musunuz? dikkat edilmeli mi? zarar bakımından şekerle ne denli fark vardır? bu maddeler, ürünlerin içindekil
çikolata ve benzeri ürünleri tüketmeyi seven biriyim, dolayısıyla merak ettiğim birtakım şeyler var.
bazı abur cubur markaları alırken glikoz ve mısır şurubu içerip içermediğine dikkat ediyor musunuz? dikkat edilmeli mi? zarar bakımından şekerle ne denli fark vardır? bu maddeler, ürünlerin içindekiler kısmında şeker ya da tatlandırıcı adı altında da yazılabilir mi? yoksa tam olarak ismiyle belirtilmesi zorunlu mudur?
bazı abur cubur markaları alırken glikoz ve mısır şurubu içerip içermediğine dikkat ediyor musunuz? dikkat edilmeli mi? zarar bakımından şekerle ne denli fark vardır? bu maddeler, ürünlerin içindekiler kısmında şeker ya da tatlandırıcı adı altında da yazılabilir mi? yoksa tam olarak ismiyle belirtilmesi zorunlu mudur?
0
Dikkat ediyorum. Mekanizmayi bilmiyorum ama sekerle surubunun sindirimi sirasinda aciga cikan maddeler farkliymis o yuzden glikoz surubu zararli diyolar.
Tadelle, sarelle ve nestle seker kullaniyomus.
Tadelle, sarelle ve nestle seker kullaniyomus.
0
(bkz: yüksek fruktozlu mısır şurubu)
(bkz: insülin direnci)
(bkz: insülin direnci/@compadrito)
amblaja yazmadı ama kullanıyo. kim bilecek?
sen üretiyosun ve kullanmıyosun, rakibinin kullandığını biliyosun. rakibin maliyetlerini çok düşürmüş olduğu için piyasayı ele geçirmeye başladı. naaparsın?
diğer bir soru: fabrika senin babana ait. dolayısıyla biliyosun ki, sizin fabrikanın kapısından dahi içeri giremez, glikoz ve mısır şurubu. Allah korkusu olan insanlar olduğunuzçün, siz sadece sakkaroz kullanırsınız. yani beyaz şeker. peki sakkaroz iy bi şey mi?
diğer bir soru: asla ve kat'a çükületa-goflet-püskevit-vuvutella yemen, asla ve kat'a kola, gazoz, aysti içmen. sadece ve bol bol meyve yen, bol bol ve sadece taze sıkılmış meyve suyu içen. çünkü meyvelerde tabii şeker olan fruktoz var. peki fruktoz iy bi şey mi?
(bkz: insülin direnci)
(bkz: insülin direnci/@compadrito)
amblaja yazmadı ama kullanıyo. kim bilecek?
sen üretiyosun ve kullanmıyosun, rakibinin kullandığını biliyosun. rakibin maliyetlerini çok düşürmüş olduğu için piyasayı ele geçirmeye başladı. naaparsın?
diğer bir soru: fabrika senin babana ait. dolayısıyla biliyosun ki, sizin fabrikanın kapısından dahi içeri giremez, glikoz ve mısır şurubu. Allah korkusu olan insanlar olduğunuzçün, siz sadece sakkaroz kullanırsınız. yani beyaz şeker. peki sakkaroz iy bi şey mi?
diğer bir soru: asla ve kat'a çükületa-goflet-püskevit-vuvutella yemen, asla ve kat'a kola, gazoz, aysti içmen. sadece ve bol bol meyve yen, bol bol ve sadece taze sıkılmış meyve suyu içen. çünkü meyvelerde tabii şeker olan fruktoz var. peki fruktoz iy bi şey mi?
0
yemeyin öyle abur cubur. ne güzel ballı ekmek yiyin kuruyemiş yiyin kuru meyve yiyin
olay fruktozda değil, modifiye edilmesinde
olay fruktozda değil, modifiye edilmesinde
0
patricia kedicanı, sen (bkz: insülin direnci/@compadrito)'daki vidyoyu seyrettin ni hiç? olay nası früktozda diil? onu bize bi izah etsen de aydınnansak.
0
teşekkürler compadrito, görmemiştim o başlığı. daha doğrusu araştırma çabasına girişmemiştim hiç, ne acı değil mi? kendimi bildim bileli bağımlıyımdır abur cuburlara. yalnızca kola ve benzeri içeceklerle ya da cipslerle falan pek aram yoktur, çok su içerim, bir yere gitmek istediğimde elimden geldiğince oraya yürüyerek ulaşırım. obezlik durumum yok, hatta zayıfım diyebiliriz. ama böyle de devam edecek değil tabii, bel bölgesi genişliyor, o başlıkta yönlendirilen sayfada da yazıyordu bu hatta. zararlı olduğunu bilerek yediğim bu değersiz ürünleri hayatımdan bir şekilde çıkarmam gerektiğini bugünlerde oldukça ciddi düşünmeye başladım. birazdan çıkıp kuruyemiş ile lindt alacağım. kahvenin ya da şarabın yanında tüketilen az bir lindt çikolatanın masum olabileceğine inanıyorum. yavaş yavaş olacak, bakalım.
bu arada videoyu henüz izlemedim, bugün izleyeceğim.
bu arada videoyu henüz izlemedim, bugün izleyeceğim.
0
bu işler obezlik durumuna hiç bakmaz sevgili hocam. insülin direnci başlar, azalan glukoz toleransı başlar sonra hop! bi bakmışın, pre-diyabet olmuşun. anaaaaa? nerden çıktı la bu? bizim ailede hiç şeker hastası yoktu la!!! diye kalakalırsın.
diyabet yani şeker hastalığı, ennnnnn sinsi, ennnnnnn saman altından su yürüten ve vücudun her yerini, beyni, kalbi, gözleri, böbrekleri, ayakları, ennnn çok ve ennnn iyi tahrip eden hastalıktır...
o zehirli yiyecekler ve o zehirli içecekler ile birlikte hareketsizlik de, diyabete yaldızlı ve 5 yıldızlı davetiye çıkarmak demektir.
diyabet yani şeker hastalığı, ennnnnn sinsi, ennnnnnn saman altından su yürüten ve vücudun her yerini, beyni, kalbi, gözleri, böbrekleri, ayakları, ennnn çok ve ennnn iyi tahrip eden hastalıktır...
o zehirli yiyecekler ve o zehirli içecekler ile birlikte hareketsizlik de, diyabete yaldızlı ve 5 yıldızlı davetiye çıkarmak demektir.
0
matchgrip
Yav şöyle işten eve yorgun yorgun geldiğim zaman, gece sigarayla içebileceğim sıcak uyku açmayan bi içecek söylesenize.Çay kahve içtim mi uykum kaçıyor. Böyle boğazımı rahatlatacak içimi ısıtacak bir şey.Dipnot: Sütü hiç sevmem. Sıcak süt demeyin lütfen.
Yav şöyle işten eve yorgun yorgun geldiğim zaman, gece sigarayla içebileceğim sıcak uyku açmayan bi içecek söylesenize.
Çay kahve içtim mi uykum kaçıyor. Böyle boğazımı rahatlatacak içimi ısıtacak bir şey.
Dipnot: Sütü hiç sevmem. Sıcak süt demeyin lütfen.
Çay kahve içtim mi uykum kaçıyor. Böyle boğazımı rahatlatacak içimi ısıtacak bir şey.
Dipnot: Sütü hiç sevmem. Sıcak süt demeyin lütfen.
0
çeşitli bitki çayları var onları deneyebilirsin hem rahatlatır daha iyi uyumanı sağlayabilir
0
adaçayı içiyorum ben gece sigarayla.boğaz ağrısı başladı bende de ve sigara da haliyle tahriş ediyor.bal ve limon da koyup adaçayı içiyorum hem rahatlatıp uyku da getiriyor az da olsa.
0
(bkz: mistik chai), hem boğazı rahatlatır hem de uyku getirir. içinde süt olan herhangi bir karışım olabilir.
0
bonesaw
büyük bir şirkete mülakata gidiyorum arkadaşlar. ikinci mülakatım olacak gerçi ama ilki çok tırıvırı bir şeydi. nelere dikkat etmeli? sizin önerileriniz var mı?
büyük bir şirkete mülakata gidiyorum arkadaşlar. ikinci mülakatım olacak gerçi ama ilki çok tırıvırı bir şeydi. nelere dikkat etmeli? sizin önerileriniz var mı?
0
samimiyet, özgüven, güleryüz, kendin hakkında abartısız ama "vay amk" dedirtecek küçük bi yalan. bir kaç hobi. bişey hakkında başarı hikayesi falan öv kendini amk.
0
para önemli değil deme. itici oluyor. aklındaki rakamı söyle. ama esnek olabilirim dersin.
0
yeni şeylere ve öğrenmeye açık olduğun izlenimini ver. bir şeyi o an bilmiyorsan bile kısa sürede halledebileceğine inansınlar.
0
özgüveni yüksek tut derken götü kalkık cevaplar ver demek istemiyor kimse, bundan emin olarak git. çok eğilip bükülme ama aynı zamanda da aşırı da rahat görünme. para konusunda kelepir'e katılıyorum. mesleğinle ilgili piyasa şartlarını göz önünde bulundurarak maaş beklentini açıkça belirt ki sonra her iki taraf sıkıntı yaşamasın. ne olursa yaparım abi moduna da girme, hiç gerek yok.
0
b w n s p
selam dostlar,sag bacagimda yaklasik bir haftadir ara ara gelen bir isi artisi mevcut. Bu isi artisi baldir bolgesinde meydana geliyor, bacak bildigin kendi kendine isiniyor, hararet yapiyor. Bu durum evde koltuga oturdugumda ya da yururken olabiliyor. Acep unun sebepleri nedir, endise etmeli miyim?
selam dostlar,
sag bacagimda yaklasik bir haftadir ara ara gelen bir isi artisi mevcut. Bu isi artisi baldir bolgesinde meydana geliyor, bacak bildigin kendi kendine isiniyor, hararet yapiyor. Bu durum evde koltuga oturdugumda ya da yururken olabiliyor. Acep unun sebepleri nedir, endise etmeli miyim?
sag bacagimda yaklasik bir haftadir ara ara gelen bir isi artisi mevcut. Bu isi artisi baldir bolgesinde meydana geliyor, bacak bildigin kendi kendine isiniyor, hararet yapiyor. Bu durum evde koltuga oturdugumda ya da yururken olabiliyor. Acep unun sebepleri nedir, endise etmeli miyim?
0
benim de ayak bileğimde olmuştu 3-4 hafta sürdü sonra kendi kendine geçti.
0
(bkz: lenfanjit)
(bkz: tromboflebit)
(bkz: selülit)
yukarıdakilerden biri olabilir. bana ayrıntılı mesaj yazabilirsiniz.
(bkz: tromboflebit)
(bkz: selülit)
yukarıdakilerden biri olabilir. bana ayrıntılı mesaj yazabilirsiniz.
0
sonhakan
....
....
0
gece uyumadan önce televizyonun uyku ayarını yaparak bırakıyorum. anlatıyor öyle kısık seste. seyretmek oluyor mu bilemedim.
0
tam da bugun dusunuyordum. digiturk'te cok sacma bir sirada duruyor ya. ben izlemiyorum pek.
0
çevremden duyduğum kadarıyla emekli babaların favori kanallarındanmış.
0
nausea
Merhabalar. Dün göz numaramı öğrenmek için devlet hastanesine gittim. Göz tansiyonum yüksek çıktı (25-27 mm Hg) kadın 3 ay sonra yine gelin dedi hiç bi işlem yapmadı. Zaten kadın aşırı ilgisizdi. Ben eve gelince internetten baktım ciddi bi hastalıkmış erken teşhis önemli demişler. Evet erken teşhis
Merhabalar. Dün göz numaramı öğrenmek için devlet hastanesine gittim. Göz tansiyonum yüksek çıktı (25-27 mm Hg) kadın 3 ay sonra yine gelin dedi hiç bi işlem yapmadı. Zaten kadın aşırı ilgisizdi. Ben eve gelince internetten baktım ciddi bi hastalıkmış erken teşhis önemli demişler. Evet erken teşhis edildi ama hiç umursamadı kadın. Şimdi ben yeniden bi göz doktoruna gitmek istiyorum. Anadolu yakasında devlet de olabilir özel de fark etmez ama ilgili bi hastane nereyi önerirsiniz? Dünden beri moralim çok bozuk gerçekten bi de yurtdışına gideceğim 1 ay sonra git 2 ay sonra gel demeyen memnun kalabileceğim bi hastane arıyorum.
0
Benim de göz tansiyonum yüksek çıktı son kontrolde. 3 ay sonra gelin kontrol altında tutucaz, izlicez denildi. Ve bana damla yazdı doktor. Ama ben de netten baktım tabakayı mı inceltiyomuş bişeymiş öyle kullanayım geçsin durumu yok, ömür boyu kullanmak gerekiyor. Kullanmadım. Başka doktora gittim. O da kornean kalın ama glokom hastası değilsin dedi. Kısacası kesinlikle başka doktora gidin siz de. Yani önerim yok hastane için ama yazmak istedim.
0
benim de göz tansiyonum yüksek ama kornea ölçümü yaptılar, korneam kalın olduğu için sorun yokmuş. yalnız 3 ayda değil 1 ay içinde 5 ölçüm istemişti benden doktor, özele gitmiştim. devlet hastanesinde bakmıyolar bile.
0
evet bir kaç doktor daha gör.
acıbadem hastanesinde bir profesör var, baya iyi unuttum adını ama. kadıköy acıbadem'de. mutlaka uğra.
acıbadem hastanesinde bir profesör var, baya iyi unuttum adını ama. kadıköy acıbadem'de. mutlaka uğra.
0
jamalbsf
Filmi izlemedim. Sizce gerçekten sinema tarihinin en iyi filmi bu mu ? Imdb gibi oylama usulü çalışan ve güvenilir başka listelerde de durum böyle mi ?En güzeli, en lezzetliyi en sona saklama gibi bir huyum var. Çok bezgin, berbat, korkunç bir ana saklıyorum bu filmi.
Filmi izlemedim. Sizce gerçekten sinema tarihinin en iyi filmi bu mu ? Imdb gibi oylama usulü çalışan ve güvenilir başka listelerde de durum böyle mi ?
En güzeli, en lezzetliyi en sona saklama gibi bir huyum var. Çok bezgin, berbat, korkunç bir ana saklıyorum bu filmi.
En güzeli, en lezzetliyi en sona saklama gibi bir huyum var. Çok bezgin, berbat, korkunç bir ana saklıyorum bu filmi.
0
bence değil.
ama zamana göre değerlendirmek gerek. bugün "klişe" dediğimiz şeylerin hemen hepsini ilk defa özgün bir şekilde ortaya koyan film o. ha ama bence hâlâ ilk yirmiye bile giremez.
ama zamana göre değerlendirmek gerek. bugün "klişe" dediğimiz şeylerin hemen hepsini ilk defa özgün bir şekilde ortaya koyan film o. ha ama bence hâlâ ilk yirmiye bile giremez.
0
Herkes için en en iyi film olmasa da herkesin "Evet, güzel" diye uzlaşabileceği ve puan verebileceği bir film olabilir. Ortak noktada bu film yükseliyordur.
0
Tabii ki hayır, esnaf tarzı bir yönetmenliği var.
Dünya'nın en iyi vasat filmi denebilir.
Dünya'nın en iyi vasat filmi denebilir.
0
konusu güzel olsa da film daha iyi çekilebilirdi o yüzden sinema tarihinin en iyi filmi değil bence.
0
bence de en iyi film o değil. ama bence o filmi izlememiş insanların sinema konuşması yasaklanmalı. bence.
0
@aychovsky'nin dediği gibi belki herkes için en iyi film olmayabilir ama bu filmi hiç beğenmedim diyen işte böyle tek tük çıkabiliyor.
bana göre en iyi film budur. konusu gayet basittir ama oyuncuların içinde bulunduğu duyguyu aktarması çok harika. 50 kere izlemişimdir, sıkılmadan 50 kere daha izlerim. sonra 50 daha...
ilk sırada olması da biraz zamanında hakettiği değeri görememesinden olabilir bence. o yıl (1994) hiç oscar alamadı. ama o yıl yapımlarını bir görmeniz lazım. hepsi birer başyapıt. forrest gump, pulp fiction, ...
bu film oscar tarihinin yüz karası olarak bilinir. hiç oscar almadığı için.
bana göre en iyi film budur. konusu gayet basittir ama oyuncuların içinde bulunduğu duyguyu aktarması çok harika. 50 kere izlemişimdir, sıkılmadan 50 kere daha izlerim. sonra 50 daha...
ilk sırada olması da biraz zamanında hakettiği değeri görememesinden olabilir bence. o yıl (1994) hiç oscar alamadı. ama o yıl yapımlarını bir görmeniz lazım. hepsi birer başyapıt. forrest gump, pulp fiction, ...
bu film oscar tarihinin yüz karası olarak bilinir. hiç oscar almadığı için.
0
yani bence en iyisi değildir hatta bir yerlerde sıkmaya başlar ama çok sağlam hassiktir çektirdiği doğru.
ilk 10 da kesin sayarım hatta ilk 5 e de girer ama birinci değil benim gözümde.
ilk 10 da kesin sayarım hatta ilk 5 e de girer ama birinci değil benim gözümde.
0
bu en iyi kavramı çok karışık bir olay ya. mesela imdb puanı 8 üstü izleyip beğenmediğim hatta çöp olarak nitelendirdiğim onlarca film var. ama bazen düşük bütçeli pek tanınmayan 5-6 civarı puanı olan filmler hayatının filmi olabiliyor.
0
o liste "en iyi filmleri" sıralamıyorki, sadece oy veren kişilerin ortalama puanıyla sıralanıyor, yani en çok kişinin beğendiği filmler en üstlerde oluyor, klişe ama çok kişi beğendi diye sinema tarihinin en iyi filmi demek çok düz mantık olur bence.
o listede üstlerde olup izlediğimde "yuh ne la bu" dediğim o kadar çok film olduki...ama fikir veriyor işte, beğenme ihtimalimin en yüksek olduğu filmler genelde o listede oluyor. bana göre(!) sinema tarihinin en iyi 100 filmini saysam yarısı o listede hiç yok mesela.
filme gelince: bence ortalama bir film, izlemediysen izle en azından, belki sen seversin.
o listede üstlerde olup izlediğimde "yuh ne la bu" dediğim o kadar çok film olduki...ama fikir veriyor işte, beğenme ihtimalimin en yüksek olduğu filmler genelde o listede oluyor. bana göre(!) sinema tarihinin en iyi 100 filmini saysam yarısı o listede hiç yok mesela.
filme gelince: bence ortalama bir film, izlemediysen izle en azından, belki sen seversin.
0
kahvefincani
ya zannetsin. sorun değil. kesinlikle homofobik değilim. ayrıca da eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusuyum.o problem değil. ama ne yazık ki tüm sorunlarımı yani psikolojik olarak yaşadığım tüm sorunları eşcinsel olduğumu kabul edemememe bağladığını düşünüyorum.zannederim ki amacı tamamen eşcinsel
ya zannetsin. sorun değil. kesinlikle homofobik değilim.
ayrıca da eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusuyum.
o problem değil. ama ne yazık ki tüm sorunlarımı yani psikolojik olarak yaşadığım tüm sorunları eşcinsel olduğumu kabul edemememe bağladığını düşünüyorum.
zannederim ki amacı tamamen eşcinsel olduğumu kendime kabul ettirmek. böylece tüm dertlerimin biticeğne inanıyor.
napsam. bir süre eşcinsel gibi rol mü yapsam?
allahım düştüğüm hallere bak ya :(
millet heteroseksüel gibi rol yapar ben eşcinsel gibi rol yapmak zorunda kalıyorum.
not: eşcinsel kardeşlerimi hayal kırıklığına uğraşmak istemem ama psikoloğum da ben de bağyanız.
edit: ahah. altta pek çok kere belirttim. ama insanlar önyargılı olmakta diretmi,ş.
evet önceden homofobik gibi bir şeydim. doğru.
ama ben bunun yanlış olduğunu çoktan anladım.
işin garibi, o zamanlarki entrylerimi alıp illa bana ''eşcinselsin, bilinçaltında var bu'' diyen kişiler. onlara yav he he diyorum.
ayrıca da eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusuyum.
o problem değil. ama ne yazık ki tüm sorunlarımı yani psikolojik olarak yaşadığım tüm sorunları eşcinsel olduğumu kabul edemememe bağladığını düşünüyorum.
zannederim ki amacı tamamen eşcinsel olduğumu kendime kabul ettirmek. böylece tüm dertlerimin biticeğne inanıyor.
napsam. bir süre eşcinsel gibi rol mü yapsam?
allahım düştüğüm hallere bak ya :(
millet heteroseksüel gibi rol yapar ben eşcinsel gibi rol yapmak zorunda kalıyorum.
not: eşcinsel kardeşlerimi hayal kırıklığına uğraşmak istemem ama psikoloğum da ben de bağyanız.
edit: ahah. altta pek çok kere belirttim. ama insanlar önyargılı olmakta diretmi,ş.
evet önceden homofobik gibi bir şeydim. doğru.
ama ben bunun yanlış olduğunu çoktan anladım.
işin garibi, o zamanlarki entrylerimi alıp illa bana ''eşcinselsin, bilinçaltında var bu'' diyen kişiler. onlara yav he he diyorum.
0
Dr. Seni önce zorla eşcinsel yapıp sonra da sana yazacak galiba. Dikkatli ol.
0
eğer psikologun bu çıkarımını tamamen gereksiz buluyorsan değiştir tabi ama ya psikolog doğru da sen farkında değilsen ? öyle olsa bile psikolog sana eşcinselsin dememeli gerçi sen de kabul edene kadar.
değişirdim ben psikologu evet.
değişirdim ben psikologu evet.
0
"ben ki, homofobik değilimdir ama eşcinseller hakkında belli başlı önyargılarım vardır"
"eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusuyum"
bu cümleler sana ait. hem eşcinseller hakkında önyargılara sahip olup hem de eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusu nasıl olunuyor?
ayrıca "eşcinsel komşu istemiyoruz" başlığına yazdığın entry: "doğal bir şey."
eşcinsellerin dışlanmasını, ayrımcılık yapılmasını "doğal" bulup nasıl "eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusu" olunuyor?
"eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusuyum"
bu cümleler sana ait. hem eşcinseller hakkında önyargılara sahip olup hem de eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusu nasıl olunuyor?
ayrıca "eşcinsel komşu istemiyoruz" başlığına yazdığın entry: "doğal bir şey."
eşcinsellerin dışlanmasını, ayrımcılık yapılmasını "doğal" bulup nasıl "eşcinsel haklarının sıkı bir savunucusu" olunuyor?
0
@birisi: evet o zamanlar önyargılarım vardı aq.
aradaki tarih farkına dikkat edersen göreceksin.
cımbızla cümle seçip insanları zan altında bırakmak gibisi yok de mi?
ayrıca 1-2 başlıkta da eşcinseller için ''ılık götlü'' dediğim paragrafları bile bulabilirsin. orda zaten belli ama sen kesin götünden anlarsın onu da. orda toplum eleştirisi, yaptım ironik bi şekilde... ama bana öyle geliyor ki sen onu da cımbızlarsın.
dyordum ki cımbızlamışsın sağol :3 <3 x3
ayrıca bir sürü espride de ''eşcinselim'' demişliğim vardır. benim için bi sorun yok. sana niye bu kadar dert oldu anlamadım :/
aradaki tarih farkına dikkat edersen göreceksin.
cımbızla cümle seçip insanları zan altında bırakmak gibisi yok de mi?
ayrıca 1-2 başlıkta da eşcinseller için ''ılık götlü'' dediğim paragrafları bile bulabilirsin. orda zaten belli ama sen kesin götünden anlarsın onu da. orda toplum eleştirisi, yaptım ironik bi şekilde... ama bana öyle geliyor ki sen onu da cımbızlarsın.
dyordum ki cımbızlamışsın sağol :3 <3 x3
ayrıca bir sürü espride de ''eşcinselim'' demişliğim vardır. benim için bi sorun yok. sana niye bu kadar dert oldu anlamadım :/
0
Psikolog halimle diyim ki; Psikolog isabetsiz bir varsayımda bulunuyorsa, ki en baştan hiç bulunmaması lazım, varsayımını düzeltir aksi yönde kanıtlar görünce.
Ancak bu zinciri baştan dağıtan ve hatada ısrar eden psikoloğun yetkinliği tartışılır.
Bence de bırakın.
Ancak bu zinciri baştan dağıtan ve hatada ısrar eden psikoloğun yetkinliği tartışılır.
Bence de bırakın.
0
eksisozluk.com
eşcinsellerin hakları için toplanıp bir araya gelmesi seslerini duyurması seni neden bu kadar rahatsız ediyor mesela?
eşcinsellerin hakları için toplanıp bir araya gelmesi seslerini duyurması seni neden bu kadar rahatsız ediyor mesela?
0
lan içime kurt düştü. eşcinselsem nasıl anlarım bunu?
ama değilim yani... gayet zevk falan alıyorum karşı cinsten. of ya.
ama değilim yani... gayet zevk falan alıyorum karşı cinsten. of ya.
0
@birisi: onun da tarihine baksan zannederim ki bunu kullanmaya çalışmazdın.
ya cahilsin, ya da bildiğin kötü niyetlisiin. sie yazma burya.
ya cahilsin, ya da bildiğin kötü niyetlisiin. sie yazma burya.
0
sizden korkulur valla adam üşenmemiş entrysini bulmuş ve ordan çıkarım yapıyor.yine her şeyi bilen insanlar toplanmış.o zaman ben de şu çıkarımı yapamadan duramayacağım.bir üstteki duyurusunda adam şarkı sormuş ve bilin bakalım kimi sormuş:george micheal.hah tamam işte kesin eşcinselsin evladım hemen kabullen durumunu.hay bin kunduz.
0
adam troll buna rağmen ona prim verenler de aynştayn. bu arada kahve teklifim halen geçerli.
0
"aradaki tarih farkına dikkat edersen göreceksin" dediğin cümlelerin bir tanesi bugün yazılmış diğeri de 1 hafta önce.
0
ya sorduğum şarkıyı tamamen şakasına bilerek seçtim. dıdıdıdı diye şarkı ismimi sorulur. orda milleti trolledim hgasfsf ve sonra da ipucu verdim ki geroge michael çıksın diye.
tek millet tek dil tek yuzuk: olabilir. içeebiliriz. ikimizde bağyanız bu arada... bilemiyorum isteklerini karşılayabişlir miyiz ki :/
tek millet tek dil tek yuzuk: olabilir. içeebiliriz. ikimizde bağyanız bu arada... bilemiyorum isteklerini karşılayabişlir miyiz ki :/
0
olmaz hacı erkek lazım bana mümkünse iki tane hadi bayyyssss
0
valla entrylerinden anladığım kadarıyla eşcinsellikle ilgili sıkıntıların var gibi görünüyor. psikologun haksız olmama ihtimalini de değerlendir bence.
0
tek millet tek yüzük: senin için hiç bir değerim yok muydu? istediğin sadece bedenim miydi? :(
beni bu derece umursamıyor muydun? :( ühü böhü.
beni bu derece umursamıyor muydun? :( ühü böhü.
0
birisi, benim de mesajlarından anladığım kadarıyla kontrol edemediğin obsesif şeyler var sen de bir yardım al bence. san da yazık.
aa bi de sen siktirolup gitmemiş miydin?
aa bi de sen siktirolup gitmemiş miydin?
0
2-3 tane entryde de "ben eşcinselim" deyip sonradan editleyip "yanlış anladınız eşcinsel değilim mesela yani dedim" demişsin.
0
hangi entryler mesaj atsana bi bana?
merak ewtme değiştirmiycem: capsini de al yani.
merak ewtme değiştirmiycem: capsini de al yani.
0
bazı ünlülerle ilgili "tipinden gaylik akıyor nasıl kimse farketmemiş" tarzı yorumlar yapmışsın
0
eksisozluk.com
bi tek bu var. bunun dışında da yok.
eğer bunun dışında bulamazsan ''bikaç tane dedin'' baya küfrü hakediyorsun.
ben orda ''mesela' dedim yani diyelimki anlamında.
ama insanlar ben eşcinselim anlamış özel mesaj attılar değiştirdim.
ayrıca bazı başlıklarda trolleme yapmıştım bununla ilgili :)
@birisi, merak ediyorum, insanları trollediğimde ya da ironi yaptığımda bunu gerçekmiş gibi göstererek ne yapmaya çalışıyorsun. farkında mısın salak durumuna düşen sensin. daha mesaj atmiycam sana. bir sorunun varsa açıkça söylemelisin, sözlerimi saptırmak yerine.
bi tek bu var. bunun dışında da yok.
eğer bunun dışında bulamazsan ''bikaç tane dedin'' baya küfrü hakediyorsun.
ben orda ''mesela' dedim yani diyelimki anlamında.
ama insanlar ben eşcinselim anlamış özel mesaj attılar değiştirdim.
ayrıca bazı başlıklarda trolleme yapmıştım bununla ilgili :)
@birisi, merak ediyorum, insanları trollediğimde ya da ironi yaptığımda bunu gerçekmiş gibi göstererek ne yapmaya çalışıyorsun. farkında mısın salak durumuna düşen sensin. daha mesaj atmiycam sana. bir sorunun varsa açıkça söylemelisin, sözlerimi saptırmak yerine.
0
eksisozluk.com
eşcinsel başlığının altına "beni tanıdılar" diye bkz veriyorsun. ciddi olduğunu söylemiyorum zaten ama bilinçaltında yatan bir şeylerin dışavurumu olabilir diyorum sadece.
eşcinsel başlığının altına "beni tanıdılar" diye bkz veriyorsun. ciddi olduğunu söylemiyorum zaten ama bilinçaltında yatan bir şeylerin dışavurumu olabilir diyorum sadece.
0
eşcinselliği reddetme amacıyla ortaya çıkabilecek sorunlardan biri obsesif kompülsif bozukluk olabilir, bir diğeri depresyon olabilir. hatta ve hatta obssesyonlarınız varsa eğer, bunlar cinsel içerikli olabilir. kendinizi rahatsız, mutsuz, gergin hissediyorsanız bunlar da bastırma mekanizmanızla alakalı olabilir. bu da bir yorum sonuçta. gerçek anlamda sorunların kaynağını bulmak için önce sorunları tam olarak anlatmalısınız. isterseniz sizi dinlerim. eğer gerçekten eşcinselseniz şu soruyu kendinize sormalısınız: bunu istiyor musunuz ya da istemiyor musunuz. buna vereceğiniz cevap sizi siz yapan şeydir. her gün aklımıza yüzlerce düşünce geliyor. böyle her kelimeye inansaydık bir gün katil, bir gün deli, bir gün eşcinsel, bir gün de sapık olurduk.
0
hohoya obsesif kompülsif bozukluk ve depresyona sebep olabilir demiş. şu entrynden anladığımız kadarıyla ikisi de var sende: eksisozluk.com
0
eksisozluk.com
eşcinsel birine hakaret var, eşcinsel birinin nitelikli bir iş çıkartamayacağını varsaymak var, işinde çok başarılı birisinin eşcinsel olmasının yadırganması var
eşcinsel birine hakaret var, eşcinsel birinin nitelikli bir iş çıkartamayacağını varsaymak var, işinde çok başarılı birisinin eşcinsel olmasının yadırganması var
0
eşcinsel misin değil misin bimiyorum da buz gibi anlaşılıyor ki 'sıkı bir savunucu' falan değilsin. sadece kendini duyarlı zannediyorsun. sadece sorduğun sorudaki yorumların bile, ciddi önyargılar taşıdığına dair ipuçları veriyor.
eşcinsel ol ya da olma kendini de matah bişey sanma.
soruya dönersek, bence sen de konuştuğun kişiyi psikolog sanıyorsun...
eşcinsel ol ya da olma kendini de matah bişey sanma.
soruya dönersek, bence sen de konuştuğun kişiyi psikolog sanıyorsun...
0
terapi sırasında eşcinsellik üstünde birkaç kez durduysan bu cinsel kimliğinle sorun yaşadığını düşündürmüş olabilir psikoloğa. büyük ihtimalle cinsellikle ilgili de bir sorunun da var ki konu oralara gelmiş.
dexterda psikoloğu debraya dextera aşık olduğunu söylediğinde debra da böyle bir tepki vermişti onu hatırladım.
dexterda psikoloğu debraya dextera aşık olduğunu söylediğinde debra da böyle bir tepki vermişti onu hatırladım.
0
Psikologun escinsel olmasin balim? Belki ben burdan alir yururum diye akil oyunlari oynuyordur????? :D
0
edit yazmışsın "eskiden homofobiktim şimdi değilim" diye. kardeş çok eski entrylerimi gösteriyorlar dediğin entryler son 1-2 hafta içinde yazdığın entryler. hadi taş çatlasın içlerinde en eskisi birkaç ay önceye denk geliyor. sanki yıllar öncesinde yazdığın şeyleri gösteriyoruz.
0
dunyada escinsellik gibi daha yeni yeni kabul goren bir olayda, insanlarin "ben escinsel gozukmekten korkuyorum" deme luksu yok. bu insanlar toplumda daha yeni yeni yer edinmeye calisiyor. sen tutup da belli bir cinsel kimlige ait insanlari sevmedigini söylersen bunun adi net olarak fasizimdir.
kadinligi tasvip etmiyorum demek ne kadar aptal bir durumsa escinselligi tasvip etmiyorum demek de o kadar aptal bir durumdur.
kadinligi tasvip etmiyorum demek ne kadar aptal bir durumsa escinselligi tasvip etmiyorum demek de o kadar aptal bir durumdur.
0
zannederim ki bu konuda sovyetğik'e katılıyorum. neyse.
gittiğim ise: bir psikolog'du.
gittiğim ise: bir psikolog'du.
0
instat crush, nasıl oluyor da beni sadece sözlükteki entrylerime göre kıyaslayabiliyorsun. sen benim gerçek hayatta neler yapıp neler düşündüğümü nasıl bilebilirsin ki.
buz gibi görünüyor ki sen sanal dünyayı aşırı ciddiye alan birisin. sana da bi yardım lazım ;)
buz gibi görünüyor ki sen sanal dünyayı aşırı ciddiye alan birisin. sana da bi yardım lazım ;)
0
ha bir de anladığım kadarıyla psikolog sana böyle bir şey demedi. sen onun öyle düşündüğünü zannediyosun. psikologun böyle düşündüğünü nereden biliyorsun ki? senin eşcinsellikle ilgili takıntılı olmandan dolayı uydurduğun bir şey olmasın bu da?
madem böyle bir düşüncen var psikologa sorsana bunu böyle mi düşünüyorsunuz diye?
madem böyle bir düşüncen var psikologa sorsana bunu böyle mi düşünüyorsunuz diye?
0
@sovyetik, bir eşcinsel olarak söylediklerine katılıyorum. Zira ben de heteroseksüelleri sevmiyorum ama istediklerini yapabilirler. Bir yerde gördüğüm zaman da kafamı çeviriyorum oluyor bitiyor. Ha yalnız ezilen, kimliği yüzünden toplumdan ya da hükümetinden baskı gören insanın içinde bulunduğu durumu protesto etme hakkı vardır. Sevmediğin halde saygı duyduğunu söylemene dayanarak belirtiyorum ki bu ülkede Ahmet Yıldız'ın katili yakalanmadığı sürece onur yürüyüşleri de yapılmaya devam edecek.
Bir de "heteroseksüelleri sevmiyorum" lafında ciddi olmadığımın açık olmasına sığınarak da şunu söylemek istiyorum, evet kimsenin yaşayış tarzının sizin kafa yapınıza uyması gerekmiyor ancak "x insanları sevmiyorum" cümlesi bana çok komik geliyor. Burdaki x yerine bir millet koyunca faşist olunur, peki oraya cinsel yönelim koyan o kişiye "homofobik" denmesinden neden rahatsızsınız? Daha da önemlisi ben sizin homofobik olduğunuzu düşünmüyorum çünkü dediğim gibi "eşcinselleri sevmiyorum" lafı çok komik. Eminim dışarda benimle tanışsaydınız sohbetimden, müzik zevkimden, tuttuğum takımdan ya da geyik muhabbetimden çok hoşlanacaktınız ve benim eşcinsel oluşumun bununla en ufak bir ilgili olmadığını görecektiniz. Yarın dışarda sizi zor durumdan kurtaracak herhangi bir insanın eşcinsel olma ihtimali var, ateist olma ihtimali var, "hiç sevmediğiniz bir gruptan" olma ihtimali var. Bu yüzden bunu yalnızca eşcinsellik için söylemiyorum, hiçkimseye karşı önyargılı olmayın.
@kahvafincanı, psikologunun seni anlamadığını ya da yanlış anladığını düşünüyorsan ona bunu açık açık söylersin, rol yapmana falan gerek yok. Rol yapman hem onun işine hem de senin işine gelmez zaten. Oraya belirli sıkıntılarından arınmak için gidiyorsun ve olmadığın kişi gibi davrandığın ya da hissetmediğin şekilde konuştuğun sürece hem psikologun zamanını hem de kendi zamanını harcarsın. Oraya harcadığın zamanın, paranın ve en önemlisi o yarım saat içinde içinde yaşadığın duyguların boşa gitmesine izin verme bence. Psikolog-hasta ilişkisi önemli çünkü.
Bu soruna cevap verdiğime göre haddim olmayan başka bir konu hakkında da iki kelime laf edeyim. Açıkçası her cevabı dikkatli okumadım ama gözüme çarpan bir iki cümlen var. Açıkçası ister homofobik ol ister eşcinsel ya da heteroseksüel olup azınlık olan insanların haklarını savun, umrumda bile değil ama kendinle inanılmaz çelişmişsin konuşmalarında. Bir eylemi gerçekleştireceksen doğru düzgün gerçekleştir bence. Sözlükteki yazılarının burdaki söylemlerle çelişmesi üzerine "sanal dünyayı çok ciddiye alıyorsunuz" demişsin ama sosyal medyanın gençler üzerindeki, özellikle ergen yaştaki çocuklar üzerindeki etkisini tahmin bile edemezsin. Bu yüzden eşcinsel haklarını savunuyorum dediğin halde sözlükte yazdıklarının lgbt olan herhangi bir birey, daha da önemlisi herhangi bir çocuk için önemli olmadığını sanıyorsan çok fena yanılıyorsun. Tutup sana her yerde eşcinselliği anlat insanları bilinçlerdir demiyorum ama dediğim gibi bir eylemi gerçekleştireceksen enine boyuna düşünüp öyle hareket et. "Ben sözlükte ben konuşurum ama..." ile başlayan cümlelerin düşünmeden, altı doldurulmadan kurulmuş cümleler gibi geldi bana.
Bir de "heteroseksüelleri sevmiyorum" lafında ciddi olmadığımın açık olmasına sığınarak da şunu söylemek istiyorum, evet kimsenin yaşayış tarzının sizin kafa yapınıza uyması gerekmiyor ancak "x insanları sevmiyorum" cümlesi bana çok komik geliyor. Burdaki x yerine bir millet koyunca faşist olunur, peki oraya cinsel yönelim koyan o kişiye "homofobik" denmesinden neden rahatsızsınız? Daha da önemlisi ben sizin homofobik olduğunuzu düşünmüyorum çünkü dediğim gibi "eşcinselleri sevmiyorum" lafı çok komik. Eminim dışarda benimle tanışsaydınız sohbetimden, müzik zevkimden, tuttuğum takımdan ya da geyik muhabbetimden çok hoşlanacaktınız ve benim eşcinsel oluşumun bununla en ufak bir ilgili olmadığını görecektiniz. Yarın dışarda sizi zor durumdan kurtaracak herhangi bir insanın eşcinsel olma ihtimali var, ateist olma ihtimali var, "hiç sevmediğiniz bir gruptan" olma ihtimali var. Bu yüzden bunu yalnızca eşcinsellik için söylemiyorum, hiçkimseye karşı önyargılı olmayın.
@kahvafincanı, psikologunun seni anlamadığını ya da yanlış anladığını düşünüyorsan ona bunu açık açık söylersin, rol yapmana falan gerek yok. Rol yapman hem onun işine hem de senin işine gelmez zaten. Oraya belirli sıkıntılarından arınmak için gidiyorsun ve olmadığın kişi gibi davrandığın ya da hissetmediğin şekilde konuştuğun sürece hem psikologun zamanını hem de kendi zamanını harcarsın. Oraya harcadığın zamanın, paranın ve en önemlisi o yarım saat içinde içinde yaşadığın duyguların boşa gitmesine izin verme bence. Psikolog-hasta ilişkisi önemli çünkü.
Bu soruna cevap verdiğime göre haddim olmayan başka bir konu hakkında da iki kelime laf edeyim. Açıkçası her cevabı dikkatli okumadım ama gözüme çarpan bir iki cümlen var. Açıkçası ister homofobik ol ister eşcinsel ya da heteroseksüel olup azınlık olan insanların haklarını savun, umrumda bile değil ama kendinle inanılmaz çelişmişsin konuşmalarında. Bir eylemi gerçekleştireceksen doğru düzgün gerçekleştir bence. Sözlükteki yazılarının burdaki söylemlerle çelişmesi üzerine "sanal dünyayı çok ciddiye alıyorsunuz" demişsin ama sosyal medyanın gençler üzerindeki, özellikle ergen yaştaki çocuklar üzerindeki etkisini tahmin bile edemezsin. Bu yüzden eşcinsel haklarını savunuyorum dediğin halde sözlükte yazdıklarının lgbt olan herhangi bir birey, daha da önemlisi herhangi bir çocuk için önemli olmadığını sanıyorsan çok fena yanılıyorsun. Tutup sana her yerde eşcinselliği anlat insanları bilinçlerdir demiyorum ama dediğim gibi bir eylemi gerçekleştireceksen enine boyuna düşünüp öyle hareket et. "Ben sözlükte ben konuşurum ama..." ile başlayan cümlelerin düşünmeden, altı doldurulmadan kurulmuş cümleler gibi geldi bana.
0
GizliÇikolata
yurtta karnım acıktı ne yesem dlye düşünürken ekmeğin üzerine tereyağını biraz eritip sürdüm üzerinede pulbiber ve tuz döktüm.. Oda arkadaslarım duyunca çok şaşırdılar biz hayatımızda hiç yemedik öyle birşey duymadık sadece sizin aileye akrabalara has olabilir diyolar. Şuan bilmemelerine çok şaşırdı
yurtta karnım acıktı ne yesem dlye düşünürken ekmeğin üzerine tereyağını biraz eritip sürdüm üzerinede pulbiber ve tuz döktüm.. Oda arkadaslarım duyunca çok şaşırdılar biz hayatımızda hiç yemedik öyle birşey duymadık sadece sizin aileye akrabalara has olabilir diyolar. Şuan bilmemelerine çok şaşırdım. Gerçekten bilinmiyor mu kızarmış ekmek üstü tereyağ pul biber :)
0
tereyağ-bal
tereyağ-reçel
tereyağ-pekmez
------
salça-ekmek
salça-ekmek-nane
salça-ekmek-nane-zeytinyağı
.
.
.
dediğiniz yok ama burada. ilk defa duydum ?
tereyağ-reçel
tereyağ-pekmez
------
salça-ekmek
salça-ekmek-nane
salça-ekmek-nane-zeytinyağı
.
.
.
dediğiniz yok ama burada. ilk defa duydum ?
0
ben de ilk defa duydum ama pul biber kullanışını beğendim, başarılı bi tercih olmuş :D afiyet olsun.
0
ben de yerdim küçükken. şaşırdım, bilmeyeni de çokmuş. afiyet olsun :)
0
hiç denk gelmedim ama öyle şaşırılacak kadar ekstrem bir şey değil ki ne diye tepki vermişler anlamadım. gayet de olur yani.
0
götünüzden element uydurmayın yıaaa, abi annemler çocukken yağ tozşeker yaparlamış, ben çocukken salçalı ekmek, yağ ve kimyon yapardım.
0
nilmiye
Herkes çatır çatır rapor alıyor, ben regl sancım için gittim beni azarlayıp üstüne Çalışabilir Kağıdı verdi. Bana mı çok bilmişi denk geldi yoksa genel olarak hepsinden zor mu rapor alınıyor?Eğer öyleyse bizim üniversitedeki öğrenciler her gün üçer beşer nereden buluyor bu raporları? Hasta falan da
Herkes çatır çatır rapor alıyor, ben regl sancım için gittim beni azarlayıp üstüne Çalışabilir Kağıdı verdi. Bana mı çok bilmişi denk geldi yoksa genel olarak hepsinden zor mu rapor alınıyor?
Eğer öyleyse bizim üniversitedeki öğrenciler her gün üçer beşer nereden buluyor bu raporları? Hasta falan da değil turp gibi hepsi.
Teşekkürler.
Eğer öyleyse bizim üniversitedeki öğrenciler her gün üçer beşer nereden buluyor bu raporları? Hasta falan da değil turp gibi hepsi.
Teşekkürler.
0
Kişiden kişiye değişiyor aslında bu, bizim aile hekimi veriyordu daha sonra atanınca yerine gıcık bir kadın geldi vermemeye başladı. Bende ihtiyacım olan zamanlar özel poliklinikten gün başı 30-40 tlye almak zorunda kalıyorum.
Heyet Raporu falan yazdırmak istersen 300-500 tl arası değişiyor.
Heyet Raporu falan yazdırmak istersen 300-500 tl arası değişiyor.
0
doktor komşun varsa aile hekimi olarak onu seçiyorsun, sonra gelsin raporlar.
0
dün de ilaç yazdırmaya gittim, yıllardır her ay vurulduğum penadur'u yazmak istemedi. "doğru bi tedavi almıyorsun, Florence Nightingale'e gitmen lazım, sistemde muayenen raporların da görünmüyo ama hadi bu seferlik yazıyorum" falan diye.
halbuki daha bu yaz muayene oldum Baltalimanı hastanesinde. E sisteme girmemişlerse o da benim sorunum mu? ona da şöyle diyor: "orda kardiyolog var mı ki? orası kalp hastanesi değil, güvenme. orda kim bilir nası eko çektiler sana. Florence Nightingale'e git." iyi amk, diğer bütün kardiyologlar boşuna çalışıyo o zaman.
ben değiştireyim dimi aile hekimimi, çok uyuz oldum kadına.
halbuki daha bu yaz muayene oldum Baltalimanı hastanesinde. E sisteme girmemişlerse o da benim sorunum mu? ona da şöyle diyor: "orda kardiyolog var mı ki? orası kalp hastanesi değil, güvenme. orda kim bilir nası eko çektiler sana. Florence Nightingale'e git." iyi amk, diğer bütün kardiyologlar boşuna çalışıyo o zaman.
ben değiştireyim dimi aile hekimimi, çok uyuz oldum kadına.
0
hastayım rapor verirmisin diyorum veriyor kadın
doktor olsam ben de regl sancısına rapor vermezdim..
doktor olsam ben de regl sancısına rapor vermezdim..
0
tamam mutlaka zordur ağrısı da regl sancısı için rapor nedir artık lütfen ya...
0
bazısı hemen veriyor, bazısı çok zor. doktor olsam gerçekten hastaysa veririm. öbür türlü ben mesleğime saygı duymuyorum demektir.
0
bakın ama benim asıl sorunumu anlamadınız sanırım. herkes çatır çatır hiçbir hastalığı yokken rapor alıyor. ben gerçekten gidemeyecek durumdayken doktor bana "ağrılı regl dönemi hastalık belirtisi olabilir, bunun tedavisi var, git tedavini ol" diyor. e tamam kadın hastalıkları uzmanına gideyim de bugün şuan işe gidemeyecek durumdaydım, yine de rapor verebilirsin bu duruma. yani regl sancısı da gayet çalışmama engel olabiliyor, illa yalan söylüyor olmak zorunda değilim. kadın ama bana bilmişlik yapıyor "regl her kadının yaşadığı bir süreç..." filan diye.
0
aile hekiminle iyi muhabbet kurarsan rica edersin yapar ama seni ilk defa görüyorsa bi de regl sancısı için işten kaytarmak istersen bunu kabul etmeyebilir ki gayet normal. ağrı kesici al git işine der. dediğim gibi samimiyet kurman lazım.
0
yukarıdaki yorumunun üzerine anladım ki aile hekimin puştluk yapıyor. sen onu değiştir.
0
regl sancısına rapor alınır mı diyenler regl sancısından bayılan kadın görmemişler muhtemelen. regl sancısı diye küçümsediğiniz şey bazen çok ağır olabiliyor.
aile hekimini değiştir bence. rapor vermediği için değil ama özel hastaneye git diyip durması yüzünden.
aile hekimini değiştir bence. rapor vermediği için değil ama özel hastaneye git diyip durması yüzünden.
0
ben raporun r'sini söylemeden benimki raporu veriyor. odaya girerken "merhaba" diyorum cevap vermiyor, masaya kafasını dayayıp uyuyor filan. raporu aldıktan sonra teşekkür edip odadan çıkıyorum yine ses etmiyor. hiç yalan söylememe gerek kalmıyor o yüzden. ama ben de bu adamı sevmiyorum işte, tamam rapor veriyor da insan bir selam alır ne bileyim geleni insan yerine bile koymuyor adam.
0
regl sancısı gerçekten işe gitmeni engelliyorsa bir jinekoloğa git bence. altında yatan başka bir sebep olması ihtimalini düşündün mü?
0
şimdi kötü söz kullanmak da istemiyorum. tutayım kendimi.
rapor vermeyen doktor = çok bilmiş?
nasıl bir bağlantı?
bir de herkese veriyormuş da bilmem ne. 50 yaşında okuma yazma bilmeyen teyzeler de geliyor "dohtor beeey, ama kaynımın gızına verdiydiniz :((" diye, onların cehaletine veriyorum ama sizin neyinize vereyim bilemedim.
ağrı kesici iğne yaptırmak gibi bir ilk yaklaşım varken niye rapor yazsın? beğenmiyorsanız değiştirin aile hekiminizi. hiç kimse keyfi için usulsüzlük yapma hakkına sahip değil. önce rapor verip kadın doğuma görünün dese hastaların %1'i bile gitmez jinekoloğa. iyi yapmış.
rapor vermeyen doktor = çok bilmiş?
nasıl bir bağlantı?
bir de herkese veriyormuş da bilmem ne. 50 yaşında okuma yazma bilmeyen teyzeler de geliyor "dohtor beeey, ama kaynımın gızına verdiydiniz :((" diye, onların cehaletine veriyorum ama sizin neyinize vereyim bilemedim.
ağrı kesici iğne yaptırmak gibi bir ilk yaklaşım varken niye rapor yazsın? beğenmiyorsanız değiştirin aile hekiminizi. hiç kimse keyfi için usulsüzlük yapma hakkına sahip değil. önce rapor verip kadın doğuma görünün dese hastaların %1'i bile gitmez jinekoloğa. iyi yapmış.
0
ben geçenlerde ilk defa rapor aldım üniversitede. çok yoğunlardı, malum salgın vs, tek doktor vardı. 2-3 saat bekledim içeri girebilmek için, girdim ama o kadar hasta insanı görünce de vicdanım sızladı vs. neyse.
girdim, merhaba, çok yoğunsunuz ben de meşgul ediyorum ama... dedim. buyrun ne vardı dedi doktor, 1 saat sonra sınavım var dedim. rapor verdi
girdim, merhaba, çok yoğunsunuz ben de meşgul ediyorum ama... dedim. buyrun ne vardı dedi doktor, 1 saat sonra sınavım var dedim. rapor verdi
0
doktor her isteyene rapor veriyor - normal kabul edilmiş, sorgulanmamış başlangıç noktası
bu mantıkla sen isteyince de rapor vermeli çünkü hiçbir arızan olmasa da alabilmelisin
ama sana rapor vermedi hem de arızan var.
bu durumda doktor hatalı, yanlış
son iki kısımda derdini paylaşan bir insan var da temelde sorun olduğu için ne desem bilemedim herkesin çatır çatır rapor alması argümanı sana niye yarasın? sen de derdim yok bana da rapor verin diyebilirsin. belki alırsın hem.
kafa çok güzelmiş
bu mantıkla sen isteyince de rapor vermeli çünkü hiçbir arızan olmasa da alabilmelisin
ama sana rapor vermedi hem de arızan var.
bu durumda doktor hatalı, yanlış
son iki kısımda derdini paylaşan bir insan var da temelde sorun olduğu için ne desem bilemedim herkesin çatır çatır rapor alması argümanı sana niye yarasın? sen de derdim yok bana da rapor verin diyebilirsin. belki alırsın hem.
kafa çok güzelmiş
0
bu kadar azarlanacak bir şey söylediğimi düşünmüyorum. bilmişlik derken doktorun tavrından bahsettim, ve doktorun tavrında ve davranışında bir sıkıntı olduğu bence açık. diğer açıklamalarımda da bahsettiğim gibi bir çok konuda fazlaca seçici davranıyor ve benim mağdur olmama neden oluyor.
tabii ki beni yargılayıp "herkese veriyor bana da versin" diyormuşum gibi benimle dalga da geçebilirsiniz ama bu ülkedeki düzensizliklerden menfaat sağlayan bir tek ben değilim. ben de kendi işimi görmeye çalışıyorum yalnızca. ki kimseye zararı olan bir davranış da sergilediğim yok.
tabii ki beni yargılayıp "herkese veriyor bana da versin" diyormuşum gibi benimle dalga da geçebilirsiniz ama bu ülkedeki düzensizliklerden menfaat sağlayan bir tek ben değilim. ben de kendi işimi görmeye çalışıyorum yalnızca. ki kimseye zararı olan bir davranış da sergilediğim yok.
0
aguilas negras
Zor zamanlar geçiriyorum. Yine zor günler geçirmiştim geçmişte, ama hiç böyle ağır gelmemişti bu yük. Biraz açılmak istedim.İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşa
Zor zamanlar geçiriyorum. Yine zor günler geçirmiştim geçmişte, ama hiç böyle ağır gelmemişti bu yük. Biraz açılmak istedim.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
İyi bir üniversitenin zor bir bölümünde okuyorum, 1. sınıfım. Geçen sene hazırlıkta kötü notlar aldım, sınıfın kötü öğrencilerinden biriydim. Kötü ortalamam yüzünden yazın yaşadığım yoğun dersli zamanlardan sonra ağustos ayında ancak geçtim hazırlığı. Büyük ihtimalle zamanında "Bir daha olmayacak böyle" gibisinden şeyler de söylemişimdir. Halletik hazırlık dönemini bir şekilde. Gerçekten inanmıştım derslerin kötü olmayacağına. Ama işler hiç iyi gitmiyor. Hadi bazı vizelerde kötü notlar geldi, yeterli çalışmadığım için çok takılmadım. Son dakikacı mantık ya bendeki... Finallerde halledecektim, kendime güveniyordum. İkinci vizelerde bir dersim kötü geldi ve 2 puan yüzünden dersten kaldım (vize toplamı sınırı vardı derste, burada bahsetmiştim birkaç defa). Ders de çok önemli bir ders, bölümümün temelini oluşturan ders. Onu aileme söylemekle söylememek arasında kaldım, söylememem gerektiğini biliyordum. Finallerden önce ciddi manada moralimi bozacaklardı, ben de motive olmuşum kendimce finallere. Koymuşum kafaya, çalışacağım. O yük bana yetmezmiş gibi çok zor bir dersimiz var, ondan 2. vizede 0 aldım, benim gibi 10'larca insan var tabi. Ama ben sınavın kötü geçtiğini söyledim o akşam, babam bana tavır koydu, 1 gün konuşmadı benle sınavım kötü geçti diye. Kırıcı laflar söyledi. Üzüldüm tabi ama haksız değildi bazı konularda.
Geleyim asıl mevzuya. Bu dersten sınıfta kalma işi beni kötü etkiledi. Her konu derse gelmeye başladı bir ara. Televizyonda gördüğümüz bir haber bile bana dersleri sormalarına neden oluyordu. Babamın iş arkadaşı eve geliyordu, o varken ve yokken "çabuk mezun ol" diyordu babam. Ben o kaldığım dersi söylesem kötü şeyler olacak biliyordum, "2. dönem hallederim ama ya transkript isterlerse" diyordum. En sonunda "o dersin finalinden önce hasta numarası yaparım, kızmazlar sonra sınavın kötü geçtiğini söylersem" diye düşündüm ortada girebileceğim bir sınav olmamasına rağmen. Final haftası geldi, gerçekten hasta oldum. İyi not almayı düşündüğüm dersim bile çok kötü geçti iyi hazırlanamadığımdan. Dün gece 12'den sabah 6'ya kadar ders çalıştım. Ama sınavda sorumlu olduğum yerlerin sadece %30'unu falan çalışabildim. Sınav da orta bir şey gelir heralde. Ben böyle olmasını istemiyorum, çalışmak istiyorum ama yapamıyorum. Çok sıkılıyorum, içim daralıyor, bambaşka şeyler düşünüyorum (sırf ders çalışırken değil, hep böyle. Film izlerken bile kaç defa geri alıyorum dinlemeyi unuttuğum yer için).
Ben iyi değilim dostlar, sanki aklımı yitirdim "ya sınavım kötü geçerse? Ne hesap veririm. Ya bana sınavlarımı sorarlarsa?" diye diye paranoyak oldum. Ayrıca psikolojik olarak başka sıkıntılar da oldu. Durduk yerde ağlamaya başlıyorum, bu yazdığım şeyleri düşününce bir anda ter boşalıyor üzerimden. Babam ders konusunu açınca nabzım yükseliyor, terleme başlıyorum. "Bana bir şey olsa keşke" diye düşünmeye başladım.
Ben iyi değilim, kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
0
büyüyünce gerçek problemlerle karşılaşacaksın o yüzden böyle saçma ufak tefek şeyleri büyütmeyi bırakmayı öğrenmen gerek şimdiden. hem kimse ders çalışmayı sevmez, herkes dersten kalır, okulu uzatır. normal bunlar. senin sorunun ailenin gözündeki yerinle ilgili, aşağılık kompleksi denebilir. kendi değerini ailene sadece başarılı olursan kabul ettirebileceğini düşünüyorsun bilinçaltında. başarılı olmazsan o değeri kaybedecek olma korkun var bu da seni paniğe sürüklüyor. en iyisi psikolojik yardım al.
0
babanın seni desteklemesi gerekiyordu bu konuda ayrıca sende hırs yap babana karşı etkili olacağını düşünüyorum. ve sende konsantrasyon bozukluğu var galiba. bir araştır istersen.
0
1-2 ders değil galiba 5 dersin 4'ünden kalacağım. Seneye versem çok bir şey kaybetmem diye düşünüyorum ben, hatta finallerden önce bile aklımda vardı bazı dersleri önümüzdeki dönem almak. Ama aileme ne derim bilmiyorum bu kadar dersten kalınca.
0
farkında mısın bilmem ama senden önce hep ailen geliyor. yok ailemin yüzüne nasıl bakarım ya kızarlarsa falan. daha kendine saygın yok.
0
Arkadaşım bi sakin ol öncelikle.
Hepimiz yaşadık böyle şeyleri zamanında. Hayatın dertleri hiç bitmiyor inan, senin yaşındayken dersler problem oluyor, sonrasında iş bulma/bulamama derdi çıkıyor, sonra yok evlendin evlenmedin derdi...... Bu bööööyle uzayıp gidiyor. Dertsiz insan yoktur büyük bir ihtimalle.
Ailenin sürekli senin derslerine odaklanmasını doğru bulmuyorum açıkçası. Üniversite hayatı bu, illa ki herkes 4 yılda muhteşem notlarla okulu bitirecek diye bir şey yok, hele öyle ilkokul çocuğunun karnesine bakar gibi transkript istemeyi filan hiç anlayamıyorum. Ama bu da demek değildir ki sen sorumluluklarını yerine getirme, bütün üniversite hayatını laylaylomla geçir... Bir ölçü olmalı; sen sana düşeni yapmalı ve derslerine güzelce çalışmalısın, ama bunun yanı sıra gençliğini de yaşamalı, çeşitli sosyal faaliyetlere de katılabilmelisin; ailende sana güvenmeli, başarılarına sevinmeli, başarısızlıklarında da yine sana destek olmalı, seni üzmemeli, ortada bir sorun var ise, beraber çözüm aramalısınız. Kaldı ki sen bu zamana kadar sorumluluklarını gayet güzel yerine getirmişsin, güzel bir okul kazanmışsın.
Hele ki öyle "bana bir şey olsa keşke" gibi düşünceleri kesinlikle kafandan at, öyle şey yok, en ufak bir sorunda kaçacak mısın? Olmaz öyle şey. Sen iyi olacaksın, her şey zamanla yoluna girecek. Gerekirse 1 dönem kaybedersin, ucunda ölüm yok, pekçok kişi dönem kaybediyor zaten üniversitede, sen ne ilk ne de son olacaksın. Derslerine sıkıca asıl, hiçbir şey için geç değil, daha 1. sınıftasın yahu. Üniversitenin ilk yılında notların kötü olması normaldir. Çünkü ilk defa lisede gördüğün derslerden bağımsız olarak, bir mesleğe yönelik yeni şeyler öğreniyorsun. Bir adaptasyon süreci yaşaman çok doğal, panik yok, çoğumuz yaşadık... Bi de sana tavsiyem; arkadaşlarınla birlikte çalış. Beraber çalışırsanız, birbirinize sorular sorar, eksiklerinizi daha kolay görürsünüz. Üst sınıflardan da arkadaşların olsun, önceki senelerde çıkmış olan sınav sorularını rica edin onlardan ve mutlaka onlara da çalışın. Derslere de aktif olarak katıl, devamsızlık yapma. Derslerde aklına takılanları mutlaka hocalara sor. Ayrıca hayatın hep ders olmasın, gençsin, seveceğin şeyleri de dozunu kaçırmadan yap, gez toz, eğlen...
Bir de mümkünse konuyla ilgili olarak bir psikolog ile görüş. Okulunda mutlaka vardır. Merak etme, etik olarak o psikolog ile konuşacakların sadece ikinizin arasında kalır, ailene herhangi bir bildirim yapılmaz.
Canını sıkma tamam mı? Bu kötü notlar gelip geçecektir, sen sana düşeni yap yeter. Ayrıca üniversite hayatının tadını çıkarmaya bak, bugünler bi daha gelmeyecek...
Hepimiz yaşadık böyle şeyleri zamanında. Hayatın dertleri hiç bitmiyor inan, senin yaşındayken dersler problem oluyor, sonrasında iş bulma/bulamama derdi çıkıyor, sonra yok evlendin evlenmedin derdi...... Bu bööööyle uzayıp gidiyor. Dertsiz insan yoktur büyük bir ihtimalle.
Ailenin sürekli senin derslerine odaklanmasını doğru bulmuyorum açıkçası. Üniversite hayatı bu, illa ki herkes 4 yılda muhteşem notlarla okulu bitirecek diye bir şey yok, hele öyle ilkokul çocuğunun karnesine bakar gibi transkript istemeyi filan hiç anlayamıyorum. Ama bu da demek değildir ki sen sorumluluklarını yerine getirme, bütün üniversite hayatını laylaylomla geçir... Bir ölçü olmalı; sen sana düşeni yapmalı ve derslerine güzelce çalışmalısın, ama bunun yanı sıra gençliğini de yaşamalı, çeşitli sosyal faaliyetlere de katılabilmelisin; ailende sana güvenmeli, başarılarına sevinmeli, başarısızlıklarında da yine sana destek olmalı, seni üzmemeli, ortada bir sorun var ise, beraber çözüm aramalısınız. Kaldı ki sen bu zamana kadar sorumluluklarını gayet güzel yerine getirmişsin, güzel bir okul kazanmışsın.
Hele ki öyle "bana bir şey olsa keşke" gibi düşünceleri kesinlikle kafandan at, öyle şey yok, en ufak bir sorunda kaçacak mısın? Olmaz öyle şey. Sen iyi olacaksın, her şey zamanla yoluna girecek. Gerekirse 1 dönem kaybedersin, ucunda ölüm yok, pekçok kişi dönem kaybediyor zaten üniversitede, sen ne ilk ne de son olacaksın. Derslerine sıkıca asıl, hiçbir şey için geç değil, daha 1. sınıftasın yahu. Üniversitenin ilk yılında notların kötü olması normaldir. Çünkü ilk defa lisede gördüğün derslerden bağımsız olarak, bir mesleğe yönelik yeni şeyler öğreniyorsun. Bir adaptasyon süreci yaşaman çok doğal, panik yok, çoğumuz yaşadık... Bi de sana tavsiyem; arkadaşlarınla birlikte çalış. Beraber çalışırsanız, birbirinize sorular sorar, eksiklerinizi daha kolay görürsünüz. Üst sınıflardan da arkadaşların olsun, önceki senelerde çıkmış olan sınav sorularını rica edin onlardan ve mutlaka onlara da çalışın. Derslere de aktif olarak katıl, devamsızlık yapma. Derslerde aklına takılanları mutlaka hocalara sor. Ayrıca hayatın hep ders olmasın, gençsin, seveceğin şeyleri de dozunu kaçırmadan yap, gez toz, eğlen...
Bir de mümkünse konuyla ilgili olarak bir psikolog ile görüş. Okulunda mutlaka vardır. Merak etme, etik olarak o psikolog ile konuşacakların sadece ikinizin arasında kalır, ailene herhangi bir bildirim yapılmaz.
Canını sıkma tamam mı? Bu kötü notlar gelip geçecektir, sen sana düşeni yap yeter. Ayrıca üniversite hayatının tadını çıkarmaya bak, bugünler bi daha gelmeyecek...
0
@marcelle
Yazdıkların güzel şeyler, ihtiyacım olan şeyler biraz da.
Farkındayım, bu dertler büyüdükçe artacak. Yepyeni dertlerim olacak ama bunlar şu an için küçük dertler değil bence. Senin de dediğin gibi, ailemin yaptıkları anlaşılır değil ve bu beni önemli ölçüde üzüyor.
Şimdiye kadar ölçüyü tutturamadım galiba. Vizelere yeterli kadar çalışmadım. Bu son pazartesi günkü finale çalıştığım kadar toplamda ancak çalışmışımdır derslere. Ki bu çalışma bile yeterli değildi. Ders çalışmadığım kadar gezmedim de ama. Okulun ilk ayında arkadaşın evinden saat 11'de döndüm diye babadan yedim fırçayı. Buraya da yazmıştım hatta. "Kız olsan bile bu kadar olmaması lazım, ama sen erkeksin" demişlerdi. Ondan sonra arada bir saat 9-10 gibi geldim. İçkim falan da yoktur he, bir sigaram var o da bu sıkıntı dönemimde arttı biraz. Yine de baya az içen bir insanım. İçtiğimi de bilmiyorlar galiba.
Ygs'ye hazırlanırken dikkat dağınıklığından ötürü gittiğim bir psikolog vardı. Gitmem gerektiğini biliyorum, ama o adam çok para alıyor diye gitmek ve bu konuyu açmak istemedim. Evet okuldakine gitmek aklıma geldi, ama unutmuşum. Unutkanlık da var bende.
Yazdıkların güzel şeyler, ihtiyacım olan şeyler biraz da.
Farkındayım, bu dertler büyüdükçe artacak. Yepyeni dertlerim olacak ama bunlar şu an için küçük dertler değil bence. Senin de dediğin gibi, ailemin yaptıkları anlaşılır değil ve bu beni önemli ölçüde üzüyor.
Şimdiye kadar ölçüyü tutturamadım galiba. Vizelere yeterli kadar çalışmadım. Bu son pazartesi günkü finale çalıştığım kadar toplamda ancak çalışmışımdır derslere. Ki bu çalışma bile yeterli değildi. Ders çalışmadığım kadar gezmedim de ama. Okulun ilk ayında arkadaşın evinden saat 11'de döndüm diye babadan yedim fırçayı. Buraya da yazmıştım hatta. "Kız olsan bile bu kadar olmaması lazım, ama sen erkeksin" demişlerdi. Ondan sonra arada bir saat 9-10 gibi geldim. İçkim falan da yoktur he, bir sigaram var o da bu sıkıntı dönemimde arttı biraz. Yine de baya az içen bir insanım. İçtiğimi de bilmiyorlar galiba.
Ygs'ye hazırlanırken dikkat dağınıklığından ötürü gittiğim bir psikolog vardı. Gitmem gerektiğini biliyorum, ama o adam çok para alıyor diye gitmek ve bu konuyu açmak istemedim. Evet okuldakine gitmek aklıma geldi, ama unutmuşum. Unutkanlık da var bende.
0
ben de başlangıçta boşverdim dersleri, ödevleri. sonrasında zaten ipin ucun kaçırdığımdan bir daha ödev yapasım, ders çalışasım gelmedi. ama 2. yarıyılla birlikte bir toparlanmam işi başından itibaren sıkı tutmam gerektiğini biliyorum. sen de böyle düşün bu dönem olan oldu. yaz okuluna gidersin, alttan alırsın bir şekilde toparlarsın. inan çalışınca olacak. ben de inanmaya başladım. bir dönem gecikmeli de olsa. çalışsan bile kaldığın/kalacağın dersler de olacak ama bir şekilde halledersin onları da.
0
Yalnızlaşmak demişken... Hazırlık sınıfımda güzel insanlar tanıdım, ısındım büyük kısmına. Şimdi en iyi arkadaşlarım o sınıftan insanlar. Şu koskoca 4 ayda bölümden sadece 1 tane arkadaşla oturup konuştum. Bu yavaş yavaş oldu, çocukla ortak ilgi alanımız olan bir yerde karşılaşa karşılaşa uzaktan uzaktan samimi olduk. Derslerin son günü oturduk bir çay içtik. Bu dönem okulda belki 200 bardak çay içtim ama sadece 5 tanesinde falan yanımda yeni tanıştığım biri vardı, bunlar çok nomal değil galiba. 70-80 kişilik bölümde 10 kişinin ismini falan biliyorum ama neredeyse hiçbiriyle konuşmadım. Yoklama alınırken falan öğrendim adlarını. Benim adımı bilen 3-5 kişi ya vardır ya yoktur. Öyle çok görünmeyen biri de değilim. En arkalara otururum ama sınıfın en uzunu olunca dikkat çekiyorsunuz haliyle.
0
okuduğum kadarıyla durumunu özetleyeyim: babanın sana yüklediği sorumluluk ve beklentiden dolayı (stres) üzerinde oluşan gerginlikle (yine stres) elinden geleni yapmadığını, kötü sonuçlar aldığını düşünerek/görerek suçluluk psikolojisine giriyorsun (ağlamak) ve daha fazla stres yapıyorsun.
okulda arkadaş grubunun olmaması da sana kötü hissettiriyor.
benzer şeyleri yaşamış biri olarak şöyle diyebilirim. okulda sosyal bir arkadaş grubu içerisinde olmaman da senin okulla olan bağlarını etkiliyordur. belki arkadaş grubun olsa hem dersleri daha çok takip edebilecek (derslere gitmekten bahsetmiyorum) ve bağlanacaksın.
baban konusunda yapacağın şeyler kısıtlı. aileler çocuklarının üzerinde beklenti oluşturuyorlar. görünürde fazla misyon vermiyorlar ama çok baskı oluşturuyor. hele ki üniversite eğitimi sırasında ailenle birlikte yaşıyorsan her gün bunu görmek/hissetmek seni daha da zorluyordur. herkesin yaradılışı farklı, bazıları umursamazken bazıları çok hassastır.
ailenle hissettiklerini paylaşabilirsin. babanla olmayacaksa annenle, başka biriyle. sana iyi hissettirecektir.
okulda birileriyle takılmanı tavsiye ederim. senin gibi sakin, sessiz başka öğrenciler vardır muhakkak. bir şekilde arkadaş olabilirsin.
kötü başlayan kötü bitecek diye bir şey yok. kaldığın dersleri seneye (ya da bir dahaki döneme) aldığında f'ler düzeldiğinde ortalaman fazlasıyla değişecektir. lütfen kendine bunları sorun yapma.
şu an hayatın okuldan oluştuğu için sana bunlar çok ağır geliyordur. ama ne olur kendini yormamaya çalış. başarısızlık psikolojisine girersen çıkman zor olur. belki dikkat sorunun vardır, belki çalışmamaya (tembelliğe) alışmışsındır ve radikal bir karar alman gerekiyordur, bunu sen bilebilirsin. ama yapabileceğini unutma.
önerim yaşadıklarını sana yakın biriyle paylaşman. içine atıp daha fazla üzülmemen.
herkesin ailesi farklıdır. yazıldığı gibi aşağılık psikolojisinde olmadığını düşünüyorum. okul konusunda fazla sorumluluk almışsın ve en ufak kötü gelişme bile seni çok etkiliyor (hayatındaki gündem maddesi okul ve notların olduğu için). bunlar değişecek.
lütfen kendini yetersiz görme.
umarım fazla "tavsiye" vermemişimdir.
okulda arkadaş grubunun olmaması da sana kötü hissettiriyor.
benzer şeyleri yaşamış biri olarak şöyle diyebilirim. okulda sosyal bir arkadaş grubu içerisinde olmaman da senin okulla olan bağlarını etkiliyordur. belki arkadaş grubun olsa hem dersleri daha çok takip edebilecek (derslere gitmekten bahsetmiyorum) ve bağlanacaksın.
baban konusunda yapacağın şeyler kısıtlı. aileler çocuklarının üzerinde beklenti oluşturuyorlar. görünürde fazla misyon vermiyorlar ama çok baskı oluşturuyor. hele ki üniversite eğitimi sırasında ailenle birlikte yaşıyorsan her gün bunu görmek/hissetmek seni daha da zorluyordur. herkesin yaradılışı farklı, bazıları umursamazken bazıları çok hassastır.
ailenle hissettiklerini paylaşabilirsin. babanla olmayacaksa annenle, başka biriyle. sana iyi hissettirecektir.
okulda birileriyle takılmanı tavsiye ederim. senin gibi sakin, sessiz başka öğrenciler vardır muhakkak. bir şekilde arkadaş olabilirsin.
kötü başlayan kötü bitecek diye bir şey yok. kaldığın dersleri seneye (ya da bir dahaki döneme) aldığında f'ler düzeldiğinde ortalaman fazlasıyla değişecektir. lütfen kendine bunları sorun yapma.
şu an hayatın okuldan oluştuğu için sana bunlar çok ağır geliyordur. ama ne olur kendini yormamaya çalış. başarısızlık psikolojisine girersen çıkman zor olur. belki dikkat sorunun vardır, belki çalışmamaya (tembelliğe) alışmışsındır ve radikal bir karar alman gerekiyordur, bunu sen bilebilirsin. ama yapabileceğini unutma.
önerim yaşadıklarını sana yakın biriyle paylaşman. içine atıp daha fazla üzülmemen.
herkesin ailesi farklıdır. yazıldığı gibi aşağılık psikolojisinde olmadığını düşünüyorum. okul konusunda fazla sorumluluk almışsın ve en ufak kötü gelişme bile seni çok etkiliyor (hayatındaki gündem maddesi okul ve notların olduğu için). bunlar değişecek.
lütfen kendini yetersiz görme.
umarım fazla "tavsiye" vermemişimdir.
0
aacayipsin
Sevgili galyalilar,Simdi ki yazacaklarim icimi kemirdigi ve benimle ayni fikirde olup olmadiginizi merak ettigim icin bu duyuruyu actim.Yas 23. Bu yasa kadar dogru duzgun asik oldugum ve sevdigim bir insan olmadi. Bu zamana kadar olan sevgililerimle iliski baslangicim, zamaninda bana cok deger verdi
Sevgili galyalilar,
Simdi ki yazacaklarim icimi kemirdigi ve benimle ayni fikirde olup olmadiginizi merak ettigim icin bu duyuruyu actim.
Yas 23. Bu yasa kadar dogru duzgun asik oldugum ve sevdigim bir insan olmadi. Bu zamana kadar olan sevgililerimle iliski baslangicim, zamaninda bana cok deger verdikleri ve beni sahiplendikleri icin onlara bir sans vererek basladi. Hic biri uzun surmedi. Hicbirisine asik olmadim veya olmak istemedim bilemiyorum.
Bu saatten sonra asik olup oyle bir iliskiye baslamak istiyorum. Kendimi onunla olmak zorunda hissetmeden. Soyle bir sikintimiz var ama. Karsimdaki insani ilk gordugum an(tanisma evresi diyelim biz buna) bana cekici gelmiyosa onunla bir iliski dusunemiyorum, onu sevgilim olarak hayal edemiyosam orda bitiyor benim icin. Sevgili anlaminda tanimak istemiyorum. Zamanla veya tanidikca o da olur demeyin olmuyor oyle.
Etrafimdaki arkadaslarimin nerdeyse cogunun sevgilisi var ve hepsi birbirini seviyolar ve genellikle cogu 2-3 yildir beraberler.
yas 23 oldu. Hep aklimda su fikir var. arkadaslarimin iliskilerine de bakarak soyle bir yorum yapiyorum. insan bu yasa kadar kesin birini sevmis yada asik olmustur ve onu unutamamistir. baska bedenlerde onu ariyodur sadece sonraki iliskilerinde, insan bir kere asik olur.
Goethenin, insan yasami boyunca bir kisiyi sever. onceki ve sonrakiler birer arayis,kacis yada aldanistir sozune kesinlikle katiliyorum.
Boyle dusundugum icin bana yaklasan erkekler hakkinda hep bir acaba sorusuyla karsilasiyorum ve isler b.ka sariyor. Olacagi varsa bile benim sayemde olamiyor. İliskinin icine ediyorum.
İnsan bir kere asik olduktwn sonra da bir daha asik olabilecegine inanmiyorum. Boyle olmasa bile bunu asamiyorum.
Benimle ayni fikirde olan varmi bu konuda yoksa yaniliyor muyum?
Acik ve net bicimde yorum istiyorum bu konuda.
Telden yaziyorum harf hatasi varsa idare edin
Simdi ki yazacaklarim icimi kemirdigi ve benimle ayni fikirde olup olmadiginizi merak ettigim icin bu duyuruyu actim.
Yas 23. Bu yasa kadar dogru duzgun asik oldugum ve sevdigim bir insan olmadi. Bu zamana kadar olan sevgililerimle iliski baslangicim, zamaninda bana cok deger verdikleri ve beni sahiplendikleri icin onlara bir sans vererek basladi. Hic biri uzun surmedi. Hicbirisine asik olmadim veya olmak istemedim bilemiyorum.
Bu saatten sonra asik olup oyle bir iliskiye baslamak istiyorum. Kendimi onunla olmak zorunda hissetmeden. Soyle bir sikintimiz var ama. Karsimdaki insani ilk gordugum an(tanisma evresi diyelim biz buna) bana cekici gelmiyosa onunla bir iliski dusunemiyorum, onu sevgilim olarak hayal edemiyosam orda bitiyor benim icin. Sevgili anlaminda tanimak istemiyorum. Zamanla veya tanidikca o da olur demeyin olmuyor oyle.
Etrafimdaki arkadaslarimin nerdeyse cogunun sevgilisi var ve hepsi birbirini seviyolar ve genellikle cogu 2-3 yildir beraberler.
yas 23 oldu. Hep aklimda su fikir var. arkadaslarimin iliskilerine de bakarak soyle bir yorum yapiyorum. insan bu yasa kadar kesin birini sevmis yada asik olmustur ve onu unutamamistir. baska bedenlerde onu ariyodur sadece sonraki iliskilerinde, insan bir kere asik olur.
Goethenin, insan yasami boyunca bir kisiyi sever. onceki ve sonrakiler birer arayis,kacis yada aldanistir sozune kesinlikle katiliyorum.
Boyle dusundugum icin bana yaklasan erkekler hakkinda hep bir acaba sorusuyla karsilasiyorum ve isler b.ka sariyor. Olacagi varsa bile benim sayemde olamiyor. İliskinin icine ediyorum.
İnsan bir kere asik olduktwn sonra da bir daha asik olabilecegine inanmiyorum. Boyle olmasa bile bunu asamiyorum.
Benimle ayni fikirde olan varmi bu konuda yoksa yaniliyor muyum?
Acik ve net bicimde yorum istiyorum bu konuda.
Telden yaziyorum harf hatasi varsa idare edin
0
Katılıyorum, fakat şöyle; yaşı ileri olan her insanın "unutamadığı biri" vardır (bende yok, o bambaşka bi mesele.) Ama 23 yaşında(ya da o civarlarda) henüz o insanla karşılaşmamış olan erkekler var. Senin yaşın geç değil. Endişelenmek için erken.
0
Ben seninle ayni dusunuyorum ama kismen. Ama ilk goruste sevgili gibi gorme olayi falan bende yok.
Tam tersi ben ilk goruste etkilenemiyorum. Tanimak istiyorum. Mesela bi erkegi hic uzaktan uzaga begenip, hoslanmisligim olmadi. Pek olmadi yani.
İnsan bi kisiyi hayatinda evet cok sever. Goethe dogru soyluyor olabilir ama. O unutamadigin, asik oldugun kisi de muhtemelen duygusal sarki dinlerken, akliniza ilk gelen kisi agziniza s.can kisidir mantigindan geliyor bence. :)) Fazlasi da degil.
Yani, bir kisi bizim icin ozel olabilir evet ama sonrasinda ya da oncesinde baska insanlari sevebilir onlara da asik olabiliriz. Diyorum ben.
Tam tersi ben ilk goruste etkilenemiyorum. Tanimak istiyorum. Mesela bi erkegi hic uzaktan uzaga begenip, hoslanmisligim olmadi. Pek olmadi yani.
İnsan bi kisiyi hayatinda evet cok sever. Goethe dogru soyluyor olabilir ama. O unutamadigin, asik oldugun kisi de muhtemelen duygusal sarki dinlerken, akliniza ilk gelen kisi agziniza s.can kisidir mantigindan geliyor bence. :)) Fazlasi da degil.
Yani, bir kisi bizim icin ozel olabilir evet ama sonrasinda ya da oncesinde baska insanlari sevebilir onlara da asik olabiliriz. Diyorum ben.
0
Şu saçma diyenler ya hic asik olmadilar yada unutmus gibi yapiyolar.
Yanildigimi gosteren bir yorum yapin tamam diyecegim
Kuru kuru sacma demek de neyin nesi
Yanildigimi gosteren bir yorum yapin tamam diyecegim
Kuru kuru sacma demek de neyin nesi
0
Yas 23 oldu da pek acayipmis. Zaten kanaat getirmissiniz, aksine ikna edilmeyi mi bekliyorsunuz bilemedim.
Ama dupeduz sacma cunku genelliyorsunuz komple. Genellenecek mevzu degil bu bahsettiginiz. Madem oyle siz kimi ariyorsunuz?
Ama dupeduz sacma cunku genelliyorsunuz komple. Genellenecek mevzu degil bu bahsettiginiz. Madem oyle siz kimi ariyorsunuz?
0
mandalina kokusu +1
doğru düzgün aşık olduğunuz biri olmadıysa başkalarının da olmamış olma ihtimali var. kaldı ki bence o diğer sevgilisi olan arkadaşlarınız ya da kişilerin de daha o "bir"i bulabildiğini sanmıyorum. bu kolay bir şey değil bence.
doğru düzgün aşık olduğunuz biri olmadıysa başkalarının da olmamış olma ihtimali var. kaldı ki bence o diğer sevgilisi olan arkadaşlarınız ya da kişilerin de daha o "bir"i bulabildiğini sanmıyorum. bu kolay bir şey değil bence.
0
unutulamayan vazgeçilemeyen değil de iz bırakanlar olur. birini unutamıyorsan bu aslında senin seçimindir.
0
bazı goethelere inanma sen :)) ben hayatım boyunca 20 kişiyi sevmiş 10 kişiye aşık olmuşumdur. ama sadece bir kişiye bağlandım. onunla da ilişkiye sevmeden başladım, ayrılmak istedim kabul etmedi. kötü davrandım bırakmadı. gün geldi ben de bırakamaz duruma geldim. ayrılmak istedi yine de bırakamadım. 5 sene sonra evlendik. 1.5 yıldır evliyiz gram sorunumuz yok çok şükür.
ciddi bir ilişki düşünüyorsan bunu sen isteyerek yapmıyorsun. kendiliğinden gelişiyor olaylar. lan bu kız çok hoş, çok iyi, tam bana göre diye düşünüp de hadi ciddileşeyim bu kızla her şeye varım diyemiyorsun. diyorsun olmuyor.
sen acele etme bazı şeyleri oluruna bırak, kasma ilişkiyi aksın gitsin hayat.
ciddi bir ilişki düşünüyorsan bunu sen isteyerek yapmıyorsun. kendiliğinden gelişiyor olaylar. lan bu kız çok hoş, çok iyi, tam bana göre diye düşünüp de hadi ciddileşeyim bu kızla her şeye varım diyemiyorsun. diyorsun olmuyor.
sen acele etme bazı şeyleri oluruna bırak, kasma ilişkiyi aksın gitsin hayat.
0
Sarix
armavut şevketi izleyince fark ettim. adamın 75 yıldır kendini adadığı bir uğraş var.bense bir sürü şeyle uğraştım hobi olarak ( puzzle, dil öğrenmek, maket, enstrüman vs) ama en uzun süreni tenis oynamak o da 1 yıl ilgimi çekti. kendimi adayabileceğim bir uğraş olsun istiyorum, alcatraz kuşçusu rob
armavut şevketi izleyince fark ettim. adamın 75 yıldır kendini adadığı bir uğraş var.
bense bir sürü şeyle uğraştım hobi olarak ( puzzle, dil öğrenmek, maket, enstrüman vs) ama en uzun süreni tenis oynamak o da 1 yıl ilgimi çekti.
kendimi adayabileceğim bir uğraş olsun istiyorum, alcatraz kuşçusu robert stroud ya da arnavut şevket gibi. ne olabilir? yoksa maymun iştahlı biri olarak bu çok mu zor benim için?
bense bir sürü şeyle uğraştım hobi olarak ( puzzle, dil öğrenmek, maket, enstrüman vs) ama en uzun süreni tenis oynamak o da 1 yıl ilgimi çekti.
kendimi adayabileceğim bir uğraş olsun istiyorum, alcatraz kuşçusu robert stroud ya da arnavut şevket gibi. ne olabilir? yoksa maymun iştahlı biri olarak bu çok mu zor benim için?
0
2000 Türk lirası civarı bir paraya gayet tatmin edici gözlem yapılabilir. Yahu teleskop nerden çıktı bir kere? Gözler ne güne duruyor? Sonra dürbünü var daha.
0
Ayrıca hangi hobiye başlarsa başlasın bir süre sonra ayıracağı para mutlaka artacaktır.
0
bir süre oturup kendini dinle. Medtasyon gibi yani.
Çok zor olacaktır, ne istediğini bilmemek ciddi psikolojik sıkıntılardan kaynaklanır. en iyi ihtimalle odak eksikliği vardır.
Bana soracak olursan hobi eksikliğinden daha ciddi problemlerin olabilir.
Sorunu cevaplamak gerekirse de başta söylediğim gibi, kendini dinle. Nelerden hoşlandığını bul.
Çok zor olacaktır, ne istediğini bilmemek ciddi psikolojik sıkıntılardan kaynaklanır. en iyi ihtimalle odak eksikliği vardır.
Bana soracak olursan hobi eksikliğinden daha ciddi problemlerin olabilir.
Sorunu cevaplamak gerekirse de başta söylediğim gibi, kendini dinle. Nelerden hoşlandığını bul.
0
iyi de bunu kendin keşfetmen lazım. arnavut şevkete kimse kuşlarla ilgilen hobi olarak dememiş. önce neyi sevdiğini bulacaksın ki onun peşinden gidesin.
0
en pahalılarından biri ama en güzeli seyahat bence. İnsan bir yerden sonra seyahat edebilmek için para kazanmaya çalışıyor.
Puzzle da çok güzeldir ama 3 ayda 1 puzzle yapsan asacak yerin kalmaz, puzzle da bitince çerçeve istiyor, yoksa insanın içinde kalıyor.
Puzzle da çok güzeldir ama 3 ayda 1 puzzle yapsan asacak yerin kalmaz, puzzle da bitince çerçeve istiyor, yoksa insanın içinde kalıyor.
0
mutlaka fiziksel işler mi olmalı? edebiyat, güzel sanatlar, şiir, resim, sinema vb alanları takip edebilirsin. etkinliklerini, dergilerini, sergilerini, fetivallerini. hiç birine meylin yok mu? ille icracısı olmaya gerek yok.
0
bric, satranc, cam ufleme. garaj varsa tahta oyma kakma, bahce varsa 1 donum falan cicekcilik-kendine tarim. deniz kiyisiysa kucuk tekne-keyif-balik.
yazinca gordum cok yaslanmisim amk, acmaz benimkiler seni.
yazinca gordum cok yaslanmisim amk, acmaz benimkiler seni.
0
ömürlük hobi, "şu kursa katılayım da hobim olsun, ölene kadar uğraşayım" diye olduğunu sanmıyorum.
genelde çocukluktan beri var olan bir ilgi alanının sürekli takip edilip yıllarını vererek benimsenip devam ettirilmesiyle oluyor.
genelde çocukluktan beri var olan bir ilgi alanının sürekli takip edilip yıllarını vererek benimsenip devam ettirilmesiyle oluyor.
0
ömürlük olursa o "hobi" olmaktan çıkmaz mı artık?
uzakdoğu dövüş sanatlarını deneyebilrsin belki.
uzakdoğu dövüş sanatlarını deneyebilrsin belki.
0
clementine
evlenmeyi planladığım kişi ile normal yoldan çocuk sahibi olmamız imkansız. eğer istersek doktor testislere biyopsi yapıp duruma bakacak. 3 ayda bir testosteron alıyor. doktoru ona daha önceden bu konuda zorluk olabileceğini söylemiş fakat daha yeni kısır olduğunu öğrendi. tabii çok üzüldü ve ağladı
evlenmeyi planladığım kişi ile normal yoldan çocuk sahibi olmamız imkansız. eğer istersek doktor testislere biyopsi yapıp duruma bakacak. 3 ayda bir testosteron alıyor.
doktoru ona daha önceden bu konuda zorluk olabileceğini söylemiş fakat daha yeni kısır olduğunu öğrendi. tabii çok üzüldü ve ağladı. ben de ümidini kesmemesini söyledim.
aradan birkaç hafta geçti ve aslında çocuk sahibi olmanın çok büyük gereklilik olmadığını düşünmeye başladım. bir yandan da onun tonlarca hormon tedavileri ve türlü ağır tedaviler altına girmesini istemiyorum. üzerinde baskı hissetnnesini asla istemem. bunu onunla konuştuğumda halihazırda baskı altında hissettiğini söyledi. ben sonuçta onunla çocuk için değil hayatı paylaşmak için evleniyorum. çocuk sahibi olmasak da olur boşver dedim. sebeplerini sıraladım.
kafamda hep çocuk sahibi olma fikri vardı ama şimdi bu düşünce "olmasa da olur " şeklinde. bir yandan hayatta yalnız kalma fikri beni üzüyor. diğer yandan da hayatımı bir çocuğa adayabileceğimden emin değilim. 26 yaşındayım ama hiç hazır hissetmiyorum muhtemelen uzun bir süre de hissetmeyeceğim.
sizce zaruret midir çocuk sahibi olmak? kendimi eksik hisseder miyim? yalnız olmaktan korkmalı mıyım? çocuk hayattaki tek amaç mıdır?
not: evlat edinmeyi ikimiz de istemiyoruz
doktoru ona daha önceden bu konuda zorluk olabileceğini söylemiş fakat daha yeni kısır olduğunu öğrendi. tabii çok üzüldü ve ağladı. ben de ümidini kesmemesini söyledim.
aradan birkaç hafta geçti ve aslında çocuk sahibi olmanın çok büyük gereklilik olmadığını düşünmeye başladım. bir yandan da onun tonlarca hormon tedavileri ve türlü ağır tedaviler altına girmesini istemiyorum. üzerinde baskı hissetnnesini asla istemem. bunu onunla konuştuğumda halihazırda baskı altında hissettiğini söyledi. ben sonuçta onunla çocuk için değil hayatı paylaşmak için evleniyorum. çocuk sahibi olmasak da olur boşver dedim. sebeplerini sıraladım.
kafamda hep çocuk sahibi olma fikri vardı ama şimdi bu düşünce "olmasa da olur " şeklinde. bir yandan hayatta yalnız kalma fikri beni üzüyor. diğer yandan da hayatımı bir çocuğa adayabileceğimden emin değilim. 26 yaşındayım ama hiç hazır hissetmiyorum muhtemelen uzun bir süre de hissetmeyeceğim.
sizce zaruret midir çocuk sahibi olmak? kendimi eksik hisseder miyim? yalnız olmaktan korkmalı mıyım? çocuk hayattaki tek amaç mıdır?
not: evlat edinmeyi ikimiz de istemiyoruz
0
sevgilimle benim de emin olduğumuz tek şey çocuk çok büyük yük. hele günümüzde parasını çalışarak kazanan bir insansan.
ilk zamanları çok sevimli tatlı, sonra süper yaramaz bir şey oluyorlar, ilkokula gidince duruluyorlar evde biraz, o zamanları da az yorucu değil tabii, sonra bir ergenlik ki sorma gitsin hele lise yılları falan kazandığın paranın yarısı ona bile gidebilir tabii kazandığın paraya göre de değişir.
gereksiz yani bütün gelirle hayatı yaşamak bana çok daha cazip geliyor.
ilk zamanları çok sevimli tatlı, sonra süper yaramaz bir şey oluyorlar, ilkokula gidince duruluyorlar evde biraz, o zamanları da az yorucu değil tabii, sonra bir ergenlik ki sorma gitsin hele lise yılları falan kazandığın paranın yarısı ona bile gidebilir tabii kazandığın paraya göre de değişir.
gereksiz yani bütün gelirle hayatı yaşamak bana çok daha cazip geliyor.
0
sizin gibi güzel insanlar çocuk sahibi olmuyor.
elalemin götünün kılı, götündeki kıl sayısı kadar çocuk yapıyor.
adam boşuna 2023'ü hedef göstermiyor. o tarihte siz hala ikiyken, adamın göt kılları orman oluyor.
elalemin götünün kılı, götündeki kıl sayısı kadar çocuk yapıyor.
adam boşuna 2023'ü hedef göstermiyor. o tarihte siz hala ikiyken, adamın göt kılları orman oluyor.
0
hayattaki amaç sevdiğin insanla mutlu olmak olmalıdır bence. çocuk şart dğeil, neden şart olsun. bibribirinze, hayatlarınıza, yapmak istediklerinize daha rahat vakit harcarsınız işte. zaten sevgiline olan anlayışlı yaklaşımına bakılırsa siz beraber mutlu olursunuz gibi geldi bana.
0
sistem enkazı, kendi kendine çok ağır çıkarımlar yapmışsın. yalnız kalmak sadece yaşlılara mahsus bir şey değildir. ayrıca yaşlansam ve çocuğum olsa onun bana bakmasını istemem. ne kadar gelişigüzel tespitler yapmışsın.
0
bana göre değil, başkasına göre öyle. sizin ne düşündüğünüz önemli.
millet sorabilir kaç yıllık evliler çocukları yok bla bla.
siz çocuk istiyorsanız da başta şimdi kısır olduğunu öğrenince vazgeçiyorsanız ileride belki bu durum kafanızı kurcalayabilir, sizi üzebilir.
dramatikleştirirseniz ortak bir varlığınız olmaz, sizden dünyaya kalacak bir miras olmaz, aşkınızın meyvesi olmaz vs.
bana kalırsa çocuk zorunlu değil tabi.
millet sorabilir kaç yıllık evliler çocukları yok bla bla.
siz çocuk istiyorsanız da başta şimdi kısır olduğunu öğrenince vazgeçiyorsanız ileride belki bu durum kafanızı kurcalayabilir, sizi üzebilir.
dramatikleştirirseniz ortak bir varlığınız olmaz, sizden dünyaya kalacak bir miras olmaz, aşkınızın meyvesi olmaz vs.
bana kalırsa çocuk zorunlu değil tabi.
0
Kesinlikle zaruret değildir. Geçti artık "dünyaya bir iz bırakayım, soyum sopum devam etsin" dönemleri. Bence kesinlikle doğru düşünüyorsunuz.
0
ikinizin düşünüp karar vereceği bir şey sonuçta. bir de çocuk sahibi olmak için başka yöntemler de var. illa hormon tedavileriyle olmasına gerek yok. bu yöntemleri de konuşabilirsiniz.
edit: ikiniz de istemiyorsunuz demişsiniz. hormon tedavisi neden oluyor o zaman? başka durumlar da mı var?
edit: ikiniz de istemiyorsunuz demişsiniz. hormon tedavisi neden oluyor o zaman? başka durumlar da mı var?
0
ermanen, bizim için tek yol tüp bebek veya evlat edinmek. tüp bebeğin olmama ihtimali de çok yüksek. evlat edinmeye pek sıcak bakmıyoruz çocuğun karşılaşabileceği sorunlar yüzünden. böyle yani durum.
0
Çocuk sahibi olmak isteyenlere saygı duyuyorum elbette ama ben de gereksiz görüyorum. Ben de 26 yaşındayım. 9 aylık bir yeğenim var onun dışında çocuklara son derece ilgisizim, bir çocuğu dünyaya getirip iyi bir insan olmasını amaçlayıp büyütmeye, ona güzel şartlar sağlamaya çalışacağım peki sonra? Sonrasının cevabını bulamadıkça da çocuk yapmanın anlamsız olduğuna inanmaya devam edeceğim. İstemek de istememek de kendi içinde bencillik barındıran şeyler ama sanırım anne olmadan daha mutlu bir insan olabilirim.
0
yapma volkan, beni annem 30 yaşında doğurmuş hiçbir şekilde anneanne falan olmadı, şaka mısın?
0
Katılmadığım nokta şu; elbette ki ikiniz bir ömür boyu mutlu olabilirsiniz, bunun için bir arada olmanız yeterli. ama freebird'un paylastigi yazida da olduğu gibi çocuk istemenin sebepleri hoşuma gitmeyen. Çok çok bencilce geliyor eksiklik hissetmemek, yalniz kalmamak için bir nevi insanin kendini tatmin etmesi için su dünyaya bir çocuk getirmek.. Tepkim buna ve hak verirsiniz saniyorum bu şekilde aciklayinca.
Onun dişinda elbette bir zaruret değildir..
Onun dişinda elbette bir zaruret değildir..
0
bence değil. yalnız olmayalım diye çocuk yapıyor herkes. hatta yüzlerce kez duymuşuzdur, "keşke bir çocuk daha olsaydı büyüdü bunlar." diye.
benim şahsi fikrim, kız çocukları çok tatlı laaaağn ! böyle gelcek minicik elini babasının göğsüne koyup yatcak "bapa bapa!" diye bağıra bağıra koşcak bana falan. parçalarım olum ben onu. affetmem. erkek çocuklarının amına koyim. kendimden biliyorum çok boktan oluyorlar.
benim şahsi fikrim, kız çocukları çok tatlı laaaağn ! böyle gelcek minicik elini babasının göğsüne koyup yatcak "bapa bapa!" diye bağıra bağıra koşcak bana falan. parçalarım olum ben onu. affetmem. erkek çocuklarının amına koyim. kendimden biliyorum çok boktan oluyorlar.
0
şükür ki hiçbir zaman çocuğu yatırım aracı olarak görmedim. hayattaki boşluğu tamamlayıcı olarak gördüm sadece. bencilce çocuk sahibi olmak istemem. yalnızlıktan kastım ele ayağa düşme korkusu değil sadece maneviyat eksikliği. sadece bu.
0
freebird'un paylastigi yazi hayati iyi anlayan bir perspektiften yazilmis.
cocuk sahibi olmamak/olamamak da senin kisisel bir sorunun. bunu yasayacaksin, sonra asmanin bir yontemini bulup geride birakacaksin. cocuk sahibi olmak senin icin neyi ifade ediyor?
cocuk sahibi olmak cok mantiklidir, insan(hayvan) olmanin getirdigi ilk iki durtuden biridir iste. hayatta kal ve cogal..
bu adama da yeterince asiksan ve seviyorsan, onun icin irrasyonel olmayi goze aliyorsan baska kimselerin fikrine ihtiyacin yok.
insan her zaman yapmadiklarindan pisman olur, fakat bence dogrusu secimine guvenmek, arkaya donup bakmamaktir. bunu su yuzden soyluyorum; gecmis icin yapabilecegin bir sey yok bu bir tarafa, secimlerinin de biri otekinden daha "iyi" degil. gorece bir durum yani. kendine guvendigin surece verdigin kararlar sende pismanlik uyandirmayacak.
cocuk sahibi olmamak/olamamak da senin kisisel bir sorunun. bunu yasayacaksin, sonra asmanin bir yontemini bulup geride birakacaksin. cocuk sahibi olmak senin icin neyi ifade ediyor?
cocuk sahibi olmak cok mantiklidir, insan(hayvan) olmanin getirdigi ilk iki durtuden biridir iste. hayatta kal ve cogal..
bu adama da yeterince asiksan ve seviyorsan, onun icin irrasyonel olmayi goze aliyorsan baska kimselerin fikrine ihtiyacin yok.
insan her zaman yapmadiklarindan pisman olur, fakat bence dogrusu secimine guvenmek, arkaya donup bakmamaktir. bunu su yuzden soyluyorum; gecmis icin yapabilecegin bir sey yok bu bir tarafa, secimlerinin de biri otekinden daha "iyi" degil. gorece bir durum yani. kendine guvendigin surece verdigin kararlar sende pismanlik uyandirmayacak.
0
''Çocuk sahibi olmak zaruret midir?''
Yani öyle bi soru ki. Bana göre hayatın başka bir işlevi yok. Bak bi etrafına... Yegane süregelen şey doğum-ölüm döngüsü. Arada kaç kere üzüldüğün, kaç kişiyle çıktığın, okulun bilmemneyin ne kadar önemsiz... Ben sevdiğin insanı bu yüzden bırak vs demiyorum, bırakmayacaksın da büyük ihtimalle ama ilerde düşüncelerin değişecek.
Ben 27 yaşındayım çoğu arkadaşım bebek severken ben gözlerim dolu dolu izliyorum. Bu içgüdüsel bir şey. Seks gibi, açlık gibi. Engellenemez bir şey. Muhtemelen erkekler böyle hissetmiyordur. Ben sana samimiyetimle yazıyorum bunları. İlerde o, bu eksikliğinden dolayı hep bir eziklik yaşayacak. Yürütmesi zaten zor olan evlilik iyice çıkmaza girecek. Sadece onun sorunu değil senin de sorunun olmuş olacak. Ve hep içini rahatlatacak şeyler duymak isteyeceksin. Hep teselli arayacaksın. Tıpkı bu soruyu sorduğun gibi.
Yani öyle bi soru ki. Bana göre hayatın başka bir işlevi yok. Bak bi etrafına... Yegane süregelen şey doğum-ölüm döngüsü. Arada kaç kere üzüldüğün, kaç kişiyle çıktığın, okulun bilmemneyin ne kadar önemsiz... Ben sevdiğin insanı bu yüzden bırak vs demiyorum, bırakmayacaksın da büyük ihtimalle ama ilerde düşüncelerin değişecek.
Ben 27 yaşındayım çoğu arkadaşım bebek severken ben gözlerim dolu dolu izliyorum. Bu içgüdüsel bir şey. Seks gibi, açlık gibi. Engellenemez bir şey. Muhtemelen erkekler böyle hissetmiyordur. Ben sana samimiyetimle yazıyorum bunları. İlerde o, bu eksikliğinden dolayı hep bir eziklik yaşayacak. Yürütmesi zaten zor olan evlilik iyice çıkmaza girecek. Sadece onun sorunu değil senin de sorunun olmuş olacak. Ve hep içini rahatlatacak şeyler duymak isteyeceksin. Hep teselli arayacaksın. Tıpkı bu soruyu sorduğun gibi.
0
çocuk sahibi olmak gençken bir zaruret değildir ama sonradan olmaya başlayabilir. fakat bu kişiye göre de değişir. çocuk sahibi olan insanlarda gördüğüm şey artık yaşam amaçlarının çocukları olması. her şeyi onlar için yapıyorlar sanki onlar için yaşıyorlar. çocukları,bebekleri söz konusuysa bitmek bilmeyen bir enerjiyle hareket ediyorlar. siz eğer bunun yerini ömrünüz boyu dolduracak yaşam amacını ve enerjisini başka türlü de bulabileceğinize inanıyorsanız elbette zaruret değildir.
ama şunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. yaş aldıkça özellikle kadın olarak daha duygusal düşünecek ve hareket edeceksiniz. o zaman da şansımız varken keşke deneseydik diyebilirsiniz.
ama şunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. yaş aldıkça özellikle kadın olarak daha duygusal düşünecek ve hareket edeceksiniz. o zaman da şansımız varken keşke deneseydik diyebilirsiniz.
0
yalnız olmaktan korkmamalısın çünkü çocuk senin yalnız olmayacağının garantisi değil. çocuğun sen yaşlandığında yanında olacağının garantisi yok. senin yaşlanacağının bile garantisi yok. şu an yanındaki insanla mutluysan, şu an onunla mutlu ol.
0
hayatınızı yaşayın boşverin çocuğu falan ya. çocuk kadar gereksiz bir şey mi var şu dünyada? boşa yük, dert, sıkıntı, masraf başka bir şey değil.
0
comptrol'un paylaştığı yazının yorum yapanları beni hayrete düşürdü.kimisi dünyanın nüfusu çok fazla olduğu için kimisi ekosisteme daha fazla zarar vermemek için çocuk yapmıycaz/yapmıyoruz yazmışlar.
bunlar hangi dünyada yaşıyor??? etraflarında hiç mi kötü insan yok da insan bu kadar da iyi niyetli olabiliyor???(saf demedim) gerçi yanlış söylemiyorlar ama bu dünyada yaşıyor olduklarına üzüldüm:((
bunlar hangi dünyada yaşıyor??? etraflarında hiç mi kötü insan yok da insan bu kadar da iyi niyetli olabiliyor???(saf demedim) gerçi yanlış söylemiyorlar ama bu dünyada yaşıyor olduklarına üzüldüm:((
0
o yorumları ben de okudum. değişik bakış açıları var. bence herkes gidip okusun.
0
Ne guzel dusunuyorsunuz, sirf cocuk sahibi olacaksiniz diye esinizin hormonlarla falan ugrasmasini istemiyorsunuz cogunluk gibi... tebrik ederim sizi oncelikle...
Bence de zaruret degil, kedi alin hatta iki kedi alin kopek alin. Onlar da evlat emin olun. Ya da iki kisi gul gibi yasayip gidersiniz ne olacak...
Bence de zaruret degil, kedi alin hatta iki kedi alin kopek alin. Onlar da evlat emin olun. Ya da iki kisi gul gibi yasayip gidersiniz ne olacak...
0
yaklaşık 7 yıllık evliyim.
çocuk sahibi olmak zorunda değiliz. hiçbir şey için büyük konuşmamalı ama eşim de ben de çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz. hele ki bomboş evde ne yapacaksın falan diyenler olmuş, eşinle vakit geçirmekten bu kadar sıkılıyorsan hiç evlenmemek daha iyidir kanımca.
döngü, içgüdüsel vb. yaklaşımlarda da gözden kaçan önemli bir ayrıntı var. bireysel tercih. her içgüdüne bu kadar kayıtsız şartsız teslim oluyor musun?
ayrıca doğum-ölüm döngüsü var da, aradaki hayatı nereye koyalım? işte bu kısmı senin ve eşinin tercihidir.
çocuk sahibi olmak isteyen insanlar da, istemeyen insanlar da vardır. önemli tek nokta bu istektir. bu isteğin de kişilere göre değişken bedelleri vardır. bunları tartıp karar vermelisiniz.
uzun oldu da, neticede şunu diyorum çocuk taraftarı olanlar size çocuk olsun diyecekler; çocuk istemeyenler de olmasın diyecekler.
bunları boşverin, çocuk siz istiyor musunuz buna karar verin.
çocuk sahibi olmak zorunda değiliz. hiçbir şey için büyük konuşmamalı ama eşim de ben de çocuk sahibi olmayı düşünmüyoruz. hele ki bomboş evde ne yapacaksın falan diyenler olmuş, eşinle vakit geçirmekten bu kadar sıkılıyorsan hiç evlenmemek daha iyidir kanımca.
döngü, içgüdüsel vb. yaklaşımlarda da gözden kaçan önemli bir ayrıntı var. bireysel tercih. her içgüdüne bu kadar kayıtsız şartsız teslim oluyor musun?
ayrıca doğum-ölüm döngüsü var da, aradaki hayatı nereye koyalım? işte bu kısmı senin ve eşinin tercihidir.
çocuk sahibi olmak isteyen insanlar da, istemeyen insanlar da vardır. önemli tek nokta bu istektir. bu isteğin de kişilere göre değişken bedelleri vardır. bunları tartıp karar vermelisiniz.
uzun oldu da, neticede şunu diyorum çocuk taraftarı olanlar size çocuk olsun diyecekler; çocuk istemeyenler de olmasın diyecekler.
bunları boşverin, çocuk siz istiyor musunuz buna karar verin.
0
Testosteron ile ilgili bir problem varsa yine de tedavi olmalı. Olay sadece kısırlık değil. Düşük testosteron erkek sağlığını bir çok açıdan etkiler.
0
verecegin karari duygusal eksende degil mantik ekseninde ver.
gelip burada sana `"tabiki zaruret degil caaaaanim" diyenler evlenir evlenmez cocuk yaparlar. toplumun yuzdesine baktigin zaman egitimli/egitimsiz fark etmez bunu rahatlikla gorebilirsin. o kadar basit geliyor ki insanlara bazi seyler, huzurevini bile gayet guzel bir yermis gibi gosteriyorlar insana.
ustune basarak soyluyorum, yalniz kalmamak ve ilerde sana ses seda olacak, sorunlarina hemhal olacak, ducal oldugun dertlerde sana omuz verecek insan istiyorsan evlat sahibi olacaksin. evlenen insanlara bak. neden evleniyorlar sence? ustelik senin kanini canini tasimadigin bir insanla bir omur gecirmeyi vaad ederek evleniyorsun da cocuk sahibi olmak neden zaruret olmasin ki?
cevremde en az 3 tane ornek var 60 yasina kadar cocuk sahibi olmamis insan. hepsi hayatinda bunun eksikligini hissediyor. oyle piyasada delikanli gibi gezip "yalnizim lan ben, yalnizlik kralliktir" demekle olmuyor. hormonlar degisip metabolizma yavaslamaya basladiginda insan maneviyata daha fazla onem veriyor. hayattan giderken arkanda bir seyler biraktigini gormek istiyor. herkes dunyada sanatsal ya da bilimsel urunler birakarak gidemiyor malesef. kimisi icin en buyuk dayanak "evlat"dir. bunlari bilerek hareket ediniz.
gelip burada sana `"tabiki zaruret degil caaaaanim" diyenler evlenir evlenmez cocuk yaparlar. toplumun yuzdesine baktigin zaman egitimli/egitimsiz fark etmez bunu rahatlikla gorebilirsin. o kadar basit geliyor ki insanlara bazi seyler, huzurevini bile gayet guzel bir yermis gibi gosteriyorlar insana.
ustune basarak soyluyorum, yalniz kalmamak ve ilerde sana ses seda olacak, sorunlarina hemhal olacak, ducal oldugun dertlerde sana omuz verecek insan istiyorsan evlat sahibi olacaksin. evlenen insanlara bak. neden evleniyorlar sence? ustelik senin kanini canini tasimadigin bir insanla bir omur gecirmeyi vaad ederek evleniyorsun da cocuk sahibi olmak neden zaruret olmasin ki?
cevremde en az 3 tane ornek var 60 yasina kadar cocuk sahibi olmamis insan. hepsi hayatinda bunun eksikligini hissediyor. oyle piyasada delikanli gibi gezip "yalnizim lan ben, yalnizlik kralliktir" demekle olmuyor. hormonlar degisip metabolizma yavaslamaya basladiginda insan maneviyata daha fazla onem veriyor. hayattan giderken arkanda bir seyler biraktigini gormek istiyor. herkes dunyada sanatsal ya da bilimsel urunler birakarak gidemiyor malesef. kimisi icin en buyuk dayanak "evlat"dir. bunlari bilerek hareket ediniz.
0
kalbinizden geçen doğrudur. ben asla çocuk istemiyorum. sevmiyorum, tahammül de edemiyorum. sevene eyvallah. benim kararım ve yapmayacağım. erkek arkadaşım da ok bu konuda.
0
Sevgilimle bir yıllık birlikteliğimiz varken kazara hamile kaldım ve evlendik. Zaten düşünüyorduk evlenmeyi ama o kadar apar topar oldu ki.
Şu an iki çocuğumuz var biri 2006 diğeri 2008 doğumlu. Evliliğin o cicim aylarını yaşayamadık pek, hamilelik, aşermeler, doktor muayenehanelerinde geçti o aylar. Ama yine de pişman değiliz.
Yalnız evet çok büyük emek ve özveri istiyor. Çok yorulduğum, bırakıp kaçmak istediğim anlar oldu. Ama şu an güzel herşey.
Kesinlikle ve kesinlikle yalnız kalmayalım, aman yaşlanınca bize baksın mantığıyla yapmadık çocuklarımızı. Zaruret de değil. Evliliğin amacı çocuk değildir ve olmamalıdır da. Önemli olan sizin ne istediğiniz. Toplumun evli çiftlere biçtiği " evli, mutlu, çocuklu" klişesini gerçekleştirmek zorunda değilsiniz.
Gerçek sevgi ve paylaşımı yakalamak zordur ve mutlu bir evlilik de illaki çocuk sahibi olmaktan geçmez. Karşınızdaki insan sizin için doğruysa önemli olan budur. Gerisi teferruat.
Şu an iki çocuğumuz var biri 2006 diğeri 2008 doğumlu. Evliliğin o cicim aylarını yaşayamadık pek, hamilelik, aşermeler, doktor muayenehanelerinde geçti o aylar. Ama yine de pişman değiliz.
Yalnız evet çok büyük emek ve özveri istiyor. Çok yorulduğum, bırakıp kaçmak istediğim anlar oldu. Ama şu an güzel herşey.
Kesinlikle ve kesinlikle yalnız kalmayalım, aman yaşlanınca bize baksın mantığıyla yapmadık çocuklarımızı. Zaruret de değil. Evliliğin amacı çocuk değildir ve olmamalıdır da. Önemli olan sizin ne istediğiniz. Toplumun evli çiftlere biçtiği " evli, mutlu, çocuklu" klişesini gerçekleştirmek zorunda değilsiniz.
Gerçek sevgi ve paylaşımı yakalamak zordur ve mutlu bir evlilik de illaki çocuk sahibi olmaktan geçmez. Karşınızdaki insan sizin için doğruysa önemli olan budur. Gerisi teferruat.
0
insanoğlu hırslıdır ve duygusaldır.Henüz duygularını bastırıp mantığını konuşturacak kadar gelişmedi.Hayat kısa olsaydı çocuksuz hayat düşünülebilir ama hayat uzun.
0
herhangi bir engeli olmayan insanların, içinde yaşadığımız şu dünyaya bir çocuk getirmeleri bile çoğu zaman mantıksız-bencilce geliyor bana. çocuğa yapılmış bir haksızlık gibi geliyor. (beklenmeyen planlanmayan gebeliklerde kürtaj olunsun vs demek değil bu dediğim)
keşke evlat edinmeyi bir kez daha gözden geçirseniz.
keşke evlat edinmeyi bir kez daha gözden geçirseniz.
0
sunu da dusun: cocuga, cocuk yapmali miyim sence? diye soruyorsun. burdakilerin yas ortalamasi 18-25 agirliginda. bence git bi huzur evine ya da dedelerina, amcalarina sor.
0
arnold, zaten 17 yasindan beri hormon tedavisi goruyor. testislerindeki yetersizlik yeteri kadar hormon urettiremiyor. 3 ayda bir testosteron ignesi vuruluyor. fakat disaridan testosteron almak sperm uretimini direkt sifirliyor. cocuk sahibi olmak icin baska bir tedavi sekli var. ama onun ise yaramama ihtimali de cok buyuk. biyopsi olmasi lazim.
0
volkan, farkindasin degil mi o cocuklar buyuyecek? cocuk kedi gibi sevilecek varliklar degil. cocuga o gozle bakacagima hic cocuk yapmam daha iyi. bence sirf sevmek icin cocuk yapan varsa hic yapmasin daha iyi.
0
ya sonucta oyuncak bebek degil ki bu. hayattaki manevi boslugu doldursun diye yaparim cocuk yapacaksam. sonucta nereden baksan en az 20 yil agir sorumluluk biniyor uzerine. herkesin yapabilecegi bir sey degil ki. kendi annemin uzerimdeki basarisizligini gorunce kendi yapacagim cocugun hayatini sorguluyorum ister istemez. mutsuz bir cocuk yapmak istemez kimse.
0
çocuk sesinden nefret eden arkadaşlarımın bile çocukları olduğunda "hayatta yaptığım en güzel şey" diyorlar. benim yok o yüzden bilemiyorum. Ama senden yaşça ileri olan insanların kesinlikle fikrini almalısın.
0
size ters gelebilir. benim fikirlerim...
şimdi bence bi insanın "sadece çocuğunun olmadığı" bi durum yoktur. yani bi insanın çocuğu olmuyorsa başka şeyleri de eksiktir. ruhsal biyolojik evrimsel hormonsal davranışsal. ben eşimi seçerken buna dikkat ederdim kız olsam. erkek olsam da mesela düzenli adet görmeyen bi kadın bile bana üçüncü bir cinsiyet gibi, "kadın değil" gibi gelir... burdan çocuğu olmak, üremek falan bunları övüyorum anlaşılmasın. yapmayanlara saygım var. ama yapamayan bence görünürde ve görünmezde sağlıklı değildir. ha sağlıklı olmayan insanları küçümsüyor muyum? hayır ama eş seçiminde ben buna dikkat ederim. kaza sonucu bir kolunu bacağını kaybetmek dediğim eksikliği oluşturmaz ya da evlendiğim kişi felç geçirirse de bu dediğim olmaz. ama evleneceğim insanın sağlıklı olmasını isterim. yani güzellik makyaj ev araba benim için önemli değil. sağlam genler, sağlam vücut demektir, sağlam bir beyin ise sağlam bir ruh demektir. ssağlıklı her insan çocuk ister o da ayrı bi mevzu... ama "sadece çocuk yapabildiği" için çocuk yapmak, bu işi (çocuk yetiştirmeyi) ciddiye almamak, bu işi planlamamak bana da hayvansal bir davranış kalıbı olarak geliyor. "ula bu iş nasıl planlanır?" diyen hayvan arkadaşım, mesela kadın kişisi, doğum kontrol hapı kullanıyorsa, ilacı bıraktıktan bir iki ay sonra hamile kalsın, o aylarda da yumurtlama döneminde seks yapılmasın ya da geri çekmeyle korunulsun. not: ben prezervatife de çok eşliliğe de karşıyım.
çocuk konusuna dönersek, ben ölümlü bir insanın bu hayatta bir çocuğu, bir ailesi olmadan, yani o ölüp gittikten sonra devam edecek bir yaşam bırakmadığı sürece gerçekten mutlu olabileceğine inanmıyorum. not: alkole uyuşturucuya karşıyım, bunlar sahte mutluluk kaynakları. bunları kullanan biri zaten "gerçekten mutluluk" dediğim şeyi anlayamaz. yani anlık neşelenme gibi değil. doğru olanı yapma duygusu. sürekli bir kendini rahat ve huzurlu hissetme hali. işte kendi yüksek değer yargılarınızı sevgi dolu bir aile içerisinde bir sonraki kuşaklara aktarmak, mutlu ölmenin tek yoludur. çocuklarım bana yaşlanınca bakarlar diye düşünen ya da biraz büyüsünde işlerimde yardımcı olur şeklinde düşünen insanlar gerçek çocuk sevgisini ne yazık ki hiç tatmamış insanlardır.
kendisi başarılı mutlu olan biri için geriye tek bir amaç kalır hayatta, çocuklarının başarılı olduğunu görmek. bu hem çok zor hem de çok kolay bir şeydir. yani çocuğun beynini organlarını siz oluşturmuyorsunuz, bunlar işin mucize kısmı. çoğu şey zaten kendiliğinden oluyor. işin zor olan kısmı, anne baba olarak iradenize hakim olmak. erkek, çocuğu yapacakları zaman 1-2 ay öncesinden sigarayı bırakıp iyi beslenip spor yapacak. kadın da hamiliği boyunca çok dikkat edecek. öyle hemen midem bulanıyor diye bulantı hapını 3er 4er yutmayacak. ay ben doğum sancısı çekemem deyip kendini bayılttıranlar, bel bölgesinden aşağısını uyuşturtanlar da bence yanlış yapıyor. her şey olması gerektiği gibi olacak. kimse sıkıntı çekmeden kucağına verilmiş bir bebeği hayatı pahasına savunmaz. sıkıntısız bi şekilde sahip olunan bebek korkarım ki büyüme döneminde fazla ciddiye alınamıyor. eğitimi önemsenmiyor. kendi halinelie terkediliyor. siz mesela hiç 9 ay boyunca bir şeye uğraştınız mı? diyelimki üniversitede 3. sınıfı final dahil 85 ortalama ile bitirdiniz. sonra size deseler ki, olamdı bir daha yine 3. sınıfı okuyacaksın... ne yaparsınız? ortalığı dağıtmaz mısın dava açmaz mısın? işte bebek ölümleri bundan 10bin kat daha acı bir durumdur, hastalıklar, sakatlar... damak dudak yarıkları.. ameliyatlar enfeksiyonlar, hiperaktif çocuklar, zihinsel engelliler vs vs.. işte sağlıklı bir çocuk mucizedir... ay çok uzadı yazının sonunu bağlayamayacam...
yapabiliyorken yapmazsanız, 55 yaşınıza geldiğinizde pişman olacağınıza yemin ederim.
şimdi bence bi insanın "sadece çocuğunun olmadığı" bi durum yoktur. yani bi insanın çocuğu olmuyorsa başka şeyleri de eksiktir. ruhsal biyolojik evrimsel hormonsal davranışsal. ben eşimi seçerken buna dikkat ederdim kız olsam. erkek olsam da mesela düzenli adet görmeyen bi kadın bile bana üçüncü bir cinsiyet gibi, "kadın değil" gibi gelir... burdan çocuğu olmak, üremek falan bunları övüyorum anlaşılmasın. yapmayanlara saygım var. ama yapamayan bence görünürde ve görünmezde sağlıklı değildir. ha sağlıklı olmayan insanları küçümsüyor muyum? hayır ama eş seçiminde ben buna dikkat ederim. kaza sonucu bir kolunu bacağını kaybetmek dediğim eksikliği oluşturmaz ya da evlendiğim kişi felç geçirirse de bu dediğim olmaz. ama evleneceğim insanın sağlıklı olmasını isterim. yani güzellik makyaj ev araba benim için önemli değil. sağlam genler, sağlam vücut demektir, sağlam bir beyin ise sağlam bir ruh demektir. ssağlıklı her insan çocuk ister o da ayrı bi mevzu... ama "sadece çocuk yapabildiği" için çocuk yapmak, bu işi (çocuk yetiştirmeyi) ciddiye almamak, bu işi planlamamak bana da hayvansal bir davranış kalıbı olarak geliyor. "ula bu iş nasıl planlanır?" diyen hayvan arkadaşım, mesela kadın kişisi, doğum kontrol hapı kullanıyorsa, ilacı bıraktıktan bir iki ay sonra hamile kalsın, o aylarda da yumurtlama döneminde seks yapılmasın ya da geri çekmeyle korunulsun. not: ben prezervatife de çok eşliliğe de karşıyım.
çocuk konusuna dönersek, ben ölümlü bir insanın bu hayatta bir çocuğu, bir ailesi olmadan, yani o ölüp gittikten sonra devam edecek bir yaşam bırakmadığı sürece gerçekten mutlu olabileceğine inanmıyorum. not: alkole uyuşturucuya karşıyım, bunlar sahte mutluluk kaynakları. bunları kullanan biri zaten "gerçekten mutluluk" dediğim şeyi anlayamaz. yani anlık neşelenme gibi değil. doğru olanı yapma duygusu. sürekli bir kendini rahat ve huzurlu hissetme hali. işte kendi yüksek değer yargılarınızı sevgi dolu bir aile içerisinde bir sonraki kuşaklara aktarmak, mutlu ölmenin tek yoludur. çocuklarım bana yaşlanınca bakarlar diye düşünen ya da biraz büyüsünde işlerimde yardımcı olur şeklinde düşünen insanlar gerçek çocuk sevgisini ne yazık ki hiç tatmamış insanlardır.
kendisi başarılı mutlu olan biri için geriye tek bir amaç kalır hayatta, çocuklarının başarılı olduğunu görmek. bu hem çok zor hem de çok kolay bir şeydir. yani çocuğun beynini organlarını siz oluşturmuyorsunuz, bunlar işin mucize kısmı. çoğu şey zaten kendiliğinden oluyor. işin zor olan kısmı, anne baba olarak iradenize hakim olmak. erkek, çocuğu yapacakları zaman 1-2 ay öncesinden sigarayı bırakıp iyi beslenip spor yapacak. kadın da hamiliği boyunca çok dikkat edecek. öyle hemen midem bulanıyor diye bulantı hapını 3er 4er yutmayacak. ay ben doğum sancısı çekemem deyip kendini bayılttıranlar, bel bölgesinden aşağısını uyuşturtanlar da bence yanlış yapıyor. her şey olması gerektiği gibi olacak. kimse sıkıntı çekmeden kucağına verilmiş bir bebeği hayatı pahasına savunmaz. sıkıntısız bi şekilde sahip olunan bebek korkarım ki büyüme döneminde fazla ciddiye alınamıyor. eğitimi önemsenmiyor. kendi halinelie terkediliyor. siz mesela hiç 9 ay boyunca bir şeye uğraştınız mı? diyelimki üniversitede 3. sınıfı final dahil 85 ortalama ile bitirdiniz. sonra size deseler ki, olamdı bir daha yine 3. sınıfı okuyacaksın... ne yaparsınız? ortalığı dağıtmaz mısın dava açmaz mısın? işte bebek ölümleri bundan 10bin kat daha acı bir durumdur, hastalıklar, sakatlar... damak dudak yarıkları.. ameliyatlar enfeksiyonlar, hiperaktif çocuklar, zihinsel engelliler vs vs.. işte sağlıklı bir çocuk mucizedir... ay çok uzadı yazının sonunu bağlayamayacam...
yapabiliyorken yapmazsanız, 55 yaşınıza geldiğinizde pişman olacağınıza yemin ederim.
0
thugster
arkadaşlar 5-6 gündür tansiyonum 17 nin altına düşmüyor ve zaman zaman şiddetlenen bir baş ağrısı var. dün acile gittiğimde 17 tansiyon baş ağrısı yapmaz diyen bir doktorla karşılaştım, boğazların enfeksiyon kapmış diyerek antibiyotik verdi. tansiyonu hiç ciddiye almadı nedense. ne yapmalıyım? tekra
arkadaşlar 5-6 gündür tansiyonum 17 nin altına düşmüyor ve zaman zaman şiddetlenen bir baş ağrısı var.
dün acile gittiğimde 17 tansiyon baş ağrısı yapmaz diyen bir doktorla karşılaştım, boğazların enfeksiyon kapmış diyerek antibiyotik verdi. tansiyonu hiç ciddiye almadı nedense. ne yapmalıyım? tekrar mı gitsek?
dün acile gittiğimde 17 tansiyon baş ağrısı yapmaz diyen bir doktorla karşılaştım, boğazların enfeksiyon kapmış diyerek antibiyotik verdi. tansiyonu hiç ciddiye almadı nedense. ne yapmalıyım? tekrar mı gitsek?
0
tr.mydearbody.com
burada dediğine göre yüksek tansiyon baş ağrsı yapıyor. normalde 12 civarı olması gerekir.
burada dediğine göre yüksek tansiyon baş ağrsı yapıyor. normalde 12 civarı olması gerekir.
0
Benim de öyleydi. Kardiyolojiye gittim ki tansiyon hastası çıktım şu gencecik yaşımda. Aksatma. Ağrı kesici oçme. Ağrı keaici tansiyon yükseltir
0
25 yaşında bir hipertansiyon hastası olarak diyebilirim ki yüksek tansiyon baş ağrısı yapar. Özellikle başın arka kısmında.
0
bir kardiyolog olarak:
1- tansiyon baş ağrısı yapar
2- 140/90 üzeri tüm kan basıncı ölçümleri yüksek olarak kabul edilir, tetikleyecek başka bir etmen yoksa (efor, ateş yüksekliği, duygusal sıkıntı gibi) ve tekrarlayan ölçümlerde yüksek saptanıyorsa bu hipertansiyon tanısı için yeterlidir
3- yaşınızı bilemiyorum ama 40 yaşın altında hipertansiyon saptandığında ikincil sebeplerin araştırılması gerekir: böbrek hastalığı, böbrek üstü bezinin hastalıkları vs. lakin bu ikincil sebepler nadir görülür, yaklaşık %90-95 oranında primer (esansiyel) hipertansiyondur yani altta yatan belirgin bir hastalık bulunamaz
4- sistolik 170 tansiyon evre 2 hipertansiyondur, mutlaka yaşam tarzı değişikleri ve ilaç tedavisi gerektirir. tuzsuz diyet,eğer kilo fazlaysa kilo verilmesi, sigara bırakılması, fazla miktarda alınıyorsa alkolun azaltılması, kafein içeren içeceklerden uzak durulması ve düzenli egzersiz yaşam tarzı değişiklikleri kapsamındadır. ilaç olaraksa birçok seçenek var, başvuracağınız bir kardiyolog testler sonrası uygun ilacı seçecektir.
1- tansiyon baş ağrısı yapar
2- 140/90 üzeri tüm kan basıncı ölçümleri yüksek olarak kabul edilir, tetikleyecek başka bir etmen yoksa (efor, ateş yüksekliği, duygusal sıkıntı gibi) ve tekrarlayan ölçümlerde yüksek saptanıyorsa bu hipertansiyon tanısı için yeterlidir
3- yaşınızı bilemiyorum ama 40 yaşın altında hipertansiyon saptandığında ikincil sebeplerin araştırılması gerekir: böbrek hastalığı, böbrek üstü bezinin hastalıkları vs. lakin bu ikincil sebepler nadir görülür, yaklaşık %90-95 oranında primer (esansiyel) hipertansiyondur yani altta yatan belirgin bir hastalık bulunamaz
4- sistolik 170 tansiyon evre 2 hipertansiyondur, mutlaka yaşam tarzı değişikleri ve ilaç tedavisi gerektirir. tuzsuz diyet,eğer kilo fazlaysa kilo verilmesi, sigara bırakılması, fazla miktarda alınıyorsa alkolun azaltılması, kafein içeren içeceklerden uzak durulması ve düzenli egzersiz yaşam tarzı değişiklikleri kapsamındadır. ilaç olaraksa birçok seçenek var, başvuracağınız bir kardiyolog testler sonrası uygun ilacı seçecektir.
0
metehan01
Cidden düzgün giden işim olmuyor. Millet bir iş yapcağı zaman tek hamlede halleder bende illa bi bokluk çıkacak. Pasaport çıkarttırım diyorum nufüs cüzdanımdakiyle sistemdeki kayıt no farklı çıkıyor haydaa git değiş. Fotoğraf çoğalttırıyorum nufüs müd. almıyor kopya bu diyor. Telefonu servise veriyo
Cidden düzgün giden işim olmuyor. Millet bir iş yapcağı zaman tek hamlede halleder bende illa bi bokluk çıkacak.
Pasaport çıkarttırım diyorum nufüs cüzdanımdakiyle sistemdeki kayıt no farklı çıkıyor haydaa git değiş. Fotoğraf çoğalttırıyorum nufüs müd. almıyor kopya bu diyor.
Telefonu servise veriyorum hata tespit edilmedi deniyor sadece güncelleme yapılıp geri gönderiliyor ve şarj kablosuyla kulaklığı 1 aydır yollamalarını bekliyorum.
İyi sınavda kopya çekicem telefondan diyorum hoca sınavın başında beni en öne alıyor.
Karma mı dersiniz murphy mi dersiniz kafayı yicem la. Yoksa ben ulan ne şanssızım dediğim için mi oluyor
Pasaport çıkarttırım diyorum nufüs cüzdanımdakiyle sistemdeki kayıt no farklı çıkıyor haydaa git değiş. Fotoğraf çoğalttırıyorum nufüs müd. almıyor kopya bu diyor.
Telefonu servise veriyorum hata tespit edilmedi deniyor sadece güncelleme yapılıp geri gönderiliyor ve şarj kablosuyla kulaklığı 1 aydır yollamalarını bekliyorum.
İyi sınavda kopya çekicem telefondan diyorum hoca sınavın başında beni en öne alıyor.
Karma mı dersiniz murphy mi dersiniz kafayı yicem la. Yoksa ben ulan ne şanssızım dediğim için mi oluyor
0
"nasıl olsa başıma kötü bir şey gelecek" psikolojisinin başına kötü şeyler getirebileceğine inanıyorum.
0
Bence herkeste oluyor bu tarz aksilikler, sadece sen bahtsız değilsin, ülkede sistem yok ve bizde bunun ceremesini her fırsatta çekiyoruz. Birde biz üzerine tembel olunca ve işin kolayına kaçınca sonuç hep aynı.
0
değilsiniz. allah düşürmesin, bir gün yolunuz herhangi bir hastaneden geçerse, yakındığınız hususların, üzerinde durulmayı gerektirmeyecek meseleler olduğunu anlarsınız. takmayın kafaya.
0
hayatinda yolunda gitmeyen seylere odaklaniyorsun. surekli onlar aklinda. herkesin sansi kadar senin de sansin. gormeyi degerlendirmeyi bilmiyorsan firsat yaratmayi ogren.
hayatinda yolunda gitmeyen seylerden de sadece ders al, sonra birak gitsin. "simdi"de yasa.
hayatinda yolunda gitmeyen seylerden de sadece ders al, sonra birak gitsin. "simdi"de yasa.
0
bütün bahtsızlığın, derdin bu olsun. sırf duyuruda bile ne dertler var. seninki hayatın genel işleyişi. dümdüz bir hayat yok dertsiz tasasız ama seninki dert bile değil.
0
elrohir
3 yıl öncesine kadar herkesin gıptayla baktığı, başarılı ve gelecek vadeden biriydim. 3 yıldır bir yerde çalışıyorum, daha doğrusu çalışıyor görünüyorum. bana verilen işleri yapıyorum ama onun dışında kendimi geliştirmek yerine internetten oyun oynayıp duruyorum. peki bu hale nasıl geldim?3 yıl once
3 yıl öncesine kadar herkesin gıptayla baktığı, başarılı ve gelecek vadeden biriydim. 3 yıldır bir yerde çalışıyorum, daha doğrusu çalışıyor görünüyorum. bana verilen işleri yapıyorum ama onun dışında kendimi geliştirmek yerine internetten oyun oynayıp duruyorum. peki bu hale nasıl geldim?
3 yıl once sektörümde çok az kişinin almaya hak kazandığı bir eğitimi almaya hak kazandım, hem 1. olarak girdim hem de ücretinden muaf oldum. anadoludaki köklü bir kuruma gidip başvurdum. bu eğitimin istanbulda olduğunu ve eğitimi tamamlamama izin verirlerse (1 yıllık ders zorunluluğu vardı) kurumların çalışmak istediğimi söyledim. beni havada kaptılar.
ancak işe başladıktan 2 hafta sonra eğitime gitmene izin vermiyoruz dediler. ve bu eğitimi bırakmak zorunda kaldım. beni içinde sadece bir masa ve sandalye olan bir departmana atadılar. 8 ay boşboş oturdum. aynı dönemde başka biri kurumun parasıyla eğitim ayağına avrupada 7 ay tatil yaptı.
sonradan öğrendim ki geldiğim departmanın müdürü beni kendisine ve ekibine rakip görmüş, benim ayağımı kaydırmak için genel müdürden CEO'ya kadar herkese yalanlar söylemiş bana iftiralar atmış. genel müdürüne bana atılan iftiraları yalana çıkaran belgeleri sundum ama bir işe yaramadı.
yine sonradan öğrendim ki bu müdür kurumdaki pekçok yolsuzluğa ortak olmuş ve kıfınıa uydurmuş, onun için istediği gibi at koşturuyor.
ve işin en köttü tarafı ben bu müdürün ayak işlerini yapmak zorundayım.
yaklaşık 1 yıldır bu müdür şu şu raporları hazırla, altına bende imzamı atayım diyor. böylelikle benim yapacağım iş üzerinden terfi etme derdinde. bende bunu sallayıp duruyorum, bi de adamı terfi mi ettirecem diye.
geçenlerde odama geldi, eğer sen bunları hazırlamazsan seni terfi ettirmem, senelerce aynı pozisyonda kalırsın, başarısız bi adam olarak bilinirsin dedi, gitti.
bu adamı şikayet edebileceğim hiçbir yer yok, hepsi bunun eşi-dostu-ahbababı.
ailevi nedenlerden dolayı en az 2 yıl işten de istifa edemem.
ben ne yapayım?!?
not: mümkün meretebe çok az detay vermeye çalıştım. ama yine de uzun oldu. okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
3 yıl once sektörümde çok az kişinin almaya hak kazandığı bir eğitimi almaya hak kazandım, hem 1. olarak girdim hem de ücretinden muaf oldum. anadoludaki köklü bir kuruma gidip başvurdum. bu eğitimin istanbulda olduğunu ve eğitimi tamamlamama izin verirlerse (1 yıllık ders zorunluluğu vardı) kurumların çalışmak istediğimi söyledim. beni havada kaptılar.
ancak işe başladıktan 2 hafta sonra eğitime gitmene izin vermiyoruz dediler. ve bu eğitimi bırakmak zorunda kaldım. beni içinde sadece bir masa ve sandalye olan bir departmana atadılar. 8 ay boşboş oturdum. aynı dönemde başka biri kurumun parasıyla eğitim ayağına avrupada 7 ay tatil yaptı.
sonradan öğrendim ki geldiğim departmanın müdürü beni kendisine ve ekibine rakip görmüş, benim ayağımı kaydırmak için genel müdürden CEO'ya kadar herkese yalanlar söylemiş bana iftiralar atmış. genel müdürüne bana atılan iftiraları yalana çıkaran belgeleri sundum ama bir işe yaramadı.
yine sonradan öğrendim ki bu müdür kurumdaki pekçok yolsuzluğa ortak olmuş ve kıfınıa uydurmuş, onun için istediği gibi at koşturuyor.
ve işin en köttü tarafı ben bu müdürün ayak işlerini yapmak zorundayım.
yaklaşık 1 yıldır bu müdür şu şu raporları hazırla, altına bende imzamı atayım diyor. böylelikle benim yapacağım iş üzerinden terfi etme derdinde. bende bunu sallayıp duruyorum, bi de adamı terfi mi ettirecem diye.
geçenlerde odama geldi, eğer sen bunları hazırlamazsan seni terfi ettirmem, senelerce aynı pozisyonda kalırsın, başarısız bi adam olarak bilinirsin dedi, gitti.
bu adamı şikayet edebileceğim hiçbir yer yok, hepsi bunun eşi-dostu-ahbababı.
ailevi nedenlerden dolayı en az 2 yıl işten de istifa edemem.
ben ne yapayım?!?
not: mümkün meretebe çok az detay vermeye çalıştım. ama yine de uzun oldu. okuyan arkadaşlara teşekkür ederim
0
Ailevi nedenleri rafa kaldırıp kişisel kariyerini ön plana çıkarmanı öneririm. Anladığım kadarıyla her ne kadar kurumsal olsa da aile şirketi tadında bir yer. Burada istesen de adım atman tamamen önündekilerin emekliliğine bağlı.
0
@su ustunde yasayan balik, eğer bırakıp gidersem yapmadığım bir yolsuzluk benim üzerime kalacak. daha doğrusu ben çekip gittikten sonra babamın omuzlarına "oğlu yolsuzluk yaptığı için onu burda barındırmadılar,sonunda kaçtı gitti" yükü yüklenecek. bu yaştan sonra ona laf getirtmem, başını one eğdiremem
0
Peki ortada bir yolsuzluk cidden var mı? Baban o şirketle ne gibi bir ilişkide? İnsanların ne dediğinden çok neyin doğru olduğu önemli. Çünkü aradan bi zaman geçitkten sonra ilk anda söylenenler değil, gerçekler konuşulur her türlü.
0
@su ustunde yasayan balik, ortada bi yolsuzluk olsa ihbar eder, kenara çekilirim. ama ortada öyle bir durum da yok. söyledim ya müdürün yalan ve iftiraları insanları manipüle ediyor.
babamın çalıştığı yer, benim kurumun demirbaşlarını tedarik ediyor.
babamın çalıştığı yer, benim kurumun demirbaşlarını tedarik ediyor.
0
O zaman en temizi babanla konuşman ve onu ikna etmen olacak iç huzurun için. Diğer yandan ise eğer cidden sana bir şey katmadığından eminsen kesinlikle böyle bir yerde kendini daha da harcama. Çünkü zaman geçtikçe daha çok pişmanlık duyarsın ve bunun için babanı suçlarsın.
0
bu şirket bir marka/bilinen tanınan bir kurum ise en en üst mertebeye mail at durumu anlat. maruz kaldığın durumu açıkla.
0
zararin neresinden donersen kardir, ne olursa olsun, iftiralara ragmen ya cikacaksin ya da adamlarla birlik olmak zorunda kalacaksin ucuncu yolda da kullanilip kenara atilmis olacaksin. ben olsam bastan girmezdim oyle bir masa bir sandalyeli is mi olurmus?
0
evet dava açman gerekir. yalnız kendine iki şahit de bulman gerekebilir -ha iş mahkemeleri genelde çalışanı haklı bulduğu için, gerekmeyebilir de, benim bir arkadaşım şahitsiz dava açmak zorunda kaldı mesela, hem haksız yere işten çıkarıldığı hem de çalıştığı dönemde mobbinge uğradığı için. bu konuda iyi bir avukat bulup hemen dava açma en hayırlısı. aslında şu konuşmaları kayıt altına alsan diyeceğim ama bu tip kayıtlar genelde ikinci dereceden delil muamelesi gördüğü için -hatta üzerinde oynanabilirliği yüzünden, bazen hiç delil muamelesi görmediği için- işine yaramayabilir. ama eldeki belgelerden ya da iç yazışmalardan -senin de şirketle yaptığın bir gizlilik anlaşması yoksa ya da gizlilik anlaşması çerçevesinde bunları alman yoksa -yani anlaşmada senin yararına bir boşluk varsa- bu belgeleri, yazışmaları al, belki işine yarayabilir.
bu arada da, adamla aranı iyi tut, ama çok da aşırı değil, anlar yoksa. aslında adam tutup çok temiz dövdürmek lazım böylelerini de neyse. şiddete meyyalim vallahi dertten!
bu arada bulunduğun yerle ilgili az biraz bilgi verebilirsen, belki iyi ve yakında olan bir avukat önerebilirler sana. mesela istanbul'daysan benim kuzenim bu işlerde iyi, hatta arkadaşımın davasına da kuzenim bakıyor -hatta babamın eski iş verenlerine açtığı davalara da kuzenim bakıyor- gene de işten çıkarılma ya da çıkma durumlarını araştır, yani mahkemeden tebligat geldiği anda seni sepetleyeceklerini bil.. başka bir çıkarları yoksa tabi.
bu arada da, adamla aranı iyi tut, ama çok da aşırı değil, anlar yoksa. aslında adam tutup çok temiz dövdürmek lazım böylelerini de neyse. şiddete meyyalim vallahi dertten!
bu arada bulunduğun yerle ilgili az biraz bilgi verebilirsen, belki iyi ve yakında olan bir avukat önerebilirler sana. mesela istanbul'daysan benim kuzenim bu işlerde iyi, hatta arkadaşımın davasına da kuzenim bakıyor -hatta babamın eski iş verenlerine açtığı davalara da kuzenim bakıyor- gene de işten çıkarılma ya da çıkma durumlarını araştır, yani mahkemeden tebligat geldiği anda seni sepetleyeceklerini bil.. başka bir çıkarları yoksa tabi.
0
dava açtığın için seni işten çıkartmaları da yasal değil. iş kanununda açıkça yazıyor, çıkartamazlar, çıkartsalar da farklı bir neden göstermek zorundalar. gösterdikleri nedenin haksız olduğunu kanıtlarsan yine çıkartamazlar. kısacası yanlarında bırakma, yasa senin yanında, sonuna kadar git. ha tabi davalı olduğun patronla çalışmaktan hoşlanmayacaksın ama şu an da hoşlanmıyorsun zaten.
0
letheavendangered
türkiyenin en iyi üniversitelerinden birisinin ingilizce öğretmenliği bölümünden mezun olmuş, aöf ve dış ticaret vs çeşitli sertifika programlarıyla alan değiştirmeye çalışan bir insanın işletme anabilim dalı programlarından birisinde tezsiz yüksek lisans yapma olasılığı nedir? (tezsiz y.l. hakkında
türkiyenin en iyi üniversitelerinden birisinin ingilizce öğretmenliği bölümünden mezun olmuş, aöf ve dış ticaret vs çeşitli sertifika programlarıyla alan değiştirmeye çalışan bir insanın işletme anabilim dalı programlarından birisinde tezsiz yüksek lisans yapma olasılığı nedir? (tezsiz y.l. hakkında da hiçbir bilgim yok bu arada, giriş şartları vs gibi)
aşağıdaki programlar ya da benzerleriyle ilgili bir şeyler yapmak isterim:
Pazarlama Tezsiz Yüksek Lisans
Uluslararası İşletmecilik Tezsiz Yüksek Lisans
Üretim Yönetimi ve Endüstri İşletmeciliği Tezsiz Yüksek Lisans
Yönetim ve Organizasyon Tezsiz Yüksek Lisans
bu durumdaki bir insan için ne gibi tavsiyeleriniz olurdu?
aşağıdaki programlar ya da benzerleriyle ilgili bir şeyler yapmak isterim:
Pazarlama Tezsiz Yüksek Lisans
Uluslararası İşletmecilik Tezsiz Yüksek Lisans
Üretim Yönetimi ve Endüstri İşletmeciliği Tezsiz Yüksek Lisans
Yönetim ve Organizasyon Tezsiz Yüksek Lisans
bu durumdaki bir insan için ne gibi tavsiyeleriniz olurdu?
0
işletme hem kontenjanı fazla, hem hemen hemen her üniversitede olan bir bölüm olduğu için tezsiz yüksek lisans da üniversitelerin para gelsin mantığıyla ales-dil koşulunu sağlayan herkesi aldığı bir program olduğu için olasılığın gayet yüksek.
tezsiz yüksek lisansın giriş şartları her üniversitenin kendine özgü ama tezli kadar zorlamıyorlar. rahat rahat yaparsın.
tezsiz yüksek lisansın giriş şartları her üniversitenin kendine özgü ama tezli kadar zorlamıyorlar. rahat rahat yaparsın.
0
tezsiz yüksek lisans bölümlerinin çoğunda lisansa önem vermiyorlar.
İstanbul üniversitesi ve Marmara da böyle en azından.
Son yüksek lisans yönetmeliğinden sonra ise zaten bu bölümler sadece mesleki yetkinlik kazandırmaya yönelik oldu.
Akademik kariyer ile alakası kalmadı.
Diyeceğim şu ki; hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız, yukarıda belirttiğiniz bölümlerin ders içeriklerine bakarak buna daha kolay karar verebilirsiniz.
İstanbul üniversitesi ve Marmara da böyle en azından.
Son yüksek lisans yönetmeliğinden sonra ise zaten bu bölümler sadece mesleki yetkinlik kazandırmaya yönelik oldu.
Akademik kariyer ile alakası kalmadı.
Diyeceğim şu ki; hangi alanda uzmanlaşmak istiyorsanız, yukarıda belirttiğiniz bölümlerin ders içeriklerine bakarak buna daha kolay karar verebilirsiniz.
0
ontheroad
hediye durumu yok yalnız. evinde unutuyorsunuz yada geçici olarak verdiğiniz şarj aleti, kazak falan. bu yolda çok kayıp verdim :( siz nasıl geri alıyorsunuz?edit: isteyerek yazan çıkar kesin. istiyorum 1-2 kere ama unuttum falan diyerek geçiştiriyorlar, çoğu gene getirmiyor.
hediye durumu yok yalnız. evinde unutuyorsunuz yada geçici olarak verdiğiniz şarj aleti, kazak falan. bu yolda çok kayıp verdim :( siz nasıl geri alıyorsunuz?
edit: isteyerek yazan çıkar kesin. istiyorum 1-2 kere ama unuttum falan diyerek geçiştiriyorlar, çoğu gene getirmiyor.
edit: isteyerek yazan çıkar kesin. istiyorum 1-2 kere ama unuttum falan diyerek geçiştiriyorlar, çoğu gene getirmiyor.
0
alamıyorum.sahip olduğum aksesuarlarımın yüzde doksan sekizi ile elbiselerim ıvır zıvır artık yoklar.
0
buluşmadan önce ara "yarım saat geç kalabilirim haberin olsun, ha bi de gelirken şarj aletimi unutma" diye evden çıkmalarından önce hatırlat.
0
"yaa benim denizalti sende kalmis yarin getirebilirmisin" diye hatirlat kibarca
0
Son dakka hatirlatildigi halde yine unuttum modundalarsa evlerine gittiginde olum su bizim kabloyu ver ihtiyac oluyor mealinde konuyu ac. Gecistirse de nerde oldugunu bilmiyorum diye la bak iki dakka ihtiyacim var ki soruyorum de. Sonrasini usteleme..
Verdigim kitaplari(seneler sonra ki birini ben okumadan vermistim) kisnin evindeyken kutuphanede denk gelip gorup (goz gezdirdim ozellikle buldum evet toplasan zaten 10 kitap vardi :/) ya ben de bu kitaplari ariyordum uzun zamandir nerde diye, evdeyken ailenin yanindadir ailenin yanindayken evdedir herhalde diye dusunuyordum meger sendeymis. Okumussundur simdiye kadar aliyorum bunlari x kitabini okumadim ben hala diyerek kurtarmisligim var. Ahaha
Verdigim kitaplari(seneler sonra ki birini ben okumadan vermistim) kisnin evindeyken kutuphanede denk gelip gorup (goz gezdirdim ozellikle buldum evet toplasan zaten 10 kitap vardi :/) ya ben de bu kitaplari ariyordum uzun zamandir nerde diye, evdeyken ailenin yanindadir ailenin yanindayken evdedir herhalde diye dusunuyordum meger sendeymis. Okumussundur simdiye kadar aliyorum bunlari x kitabini okumadim ben hala diyerek kurtarmisligim var. Ahaha
0
filhakika
afişinde çarşafa dolanmış çıplak bi genç kız sırtı dönük duruyodu sanırım. Yanlış hatırlamıyorsam filmin konusu da tutku peşinde olan genç kızın hikayelerinden olusuyordu.Boyle bişeydi yani. Hatta filmin ismi Julie,julia öyle bişey geciyodu fakat bulamadım. julie and julia filmi değil. Var mı bileni
afişinde çarşafa dolanmış çıplak bi genç kız sırtı dönük duruyodu sanırım. Yanlış hatırlamıyorsam filmin konusu da tutku peşinde olan genç kızın hikayelerinden olusuyordu.Boyle bişeydi yani. Hatta filmin ismi Julie,julia öyle bişey geciyodu fakat bulamadım. julie and julia filmi değil. Var mı bileniniz ahali?
bi de şarkı/şarkı adı kısmında arattım fakat bişey yazan olmadı
The Borgias'n 3sezonundaki şu arkada geçen parçayı bilen duyan bulabilen varsa çok güzel olur,büyük sevaba girer,yazık beni çok mutlu edersiniz..
www.youtube.com
bi de şarkı/şarkı adı kısmında arattım fakat bişey yazan olmadı
The Borgias'n 3sezonundaki şu arkada geçen parçayı bilen duyan bulabilen varsa çok güzel olur,büyük sevaba girer,yazık beni çok mutlu edersiniz..
www.youtube.com
0
lucia y el sexo var isimden gidersek ama afiş uymuyor. afiş tanımı da diario de una ninfomana'yı hatırlattı.
0
yok bunlar değil:( nothing personaldaki ablamızın arkadası dönük hafif oturur hali gibi gibi:/
0
ermanen
öncelikle göz doktoruna gidecem ama sorayim dedim yine de.gözlerim yorgun, göz kapaklarım kapanıyor ve bazen sekmeler oluyor. son zamanlarda arttı biraz. bir de kuruluk var. bunun sebebi kış olması ve evdeki split klima daha çok.eskiden masaj yapınca ve dinlendirince geçerdi. şimdi o da pek işe yara
öncelikle göz doktoruna gidecem ama sorayim dedim yine de.
gözlerim yorgun, göz kapaklarım kapanıyor ve bazen sekmeler oluyor. son zamanlarda arttı biraz. bir de kuruluk var. bunun sebebi kış olması ve evdeki split klima daha çok.
eskiden masaj yapınca ve dinlendirince geçerdi. şimdi o da pek işe yaramıyor. tatile bile gidip geldim.
bilg. başında fazla zaman geçiriyorum. hem işte hem evde.
ne olabilir sizce?
edit: ne yapabilirim başka? tatile gittim, gözlerimi dinlendiriyorum, etrafına masaj yapıyorum vs.
gözlerim yorgun, göz kapaklarım kapanıyor ve bazen sekmeler oluyor. son zamanlarda arttı biraz. bir de kuruluk var. bunun sebebi kış olması ve evdeki split klima daha çok.
eskiden masaj yapınca ve dinlendirince geçerdi. şimdi o da pek işe yaramıyor. tatile bile gidip geldim.
bilg. başında fazla zaman geçiriyorum. hem işte hem evde.
ne olabilir sizce?
edit: ne yapabilirim başka? tatile gittim, gözlerimi dinlendiriyorum, etrafına masaj yapıyorum vs.
0
bir sorunu olmayan göz için bilg. başında uzun saatler geçirmek ciddi bir sorun değildir. gözün zaten sorunu varsa, bilgisayar arttırabilir. (göz doktorunun söylediği bir laf, kafadan atmadım.)
0
miyop ve astigmatım var. günde 18 saat bilgisayar kullanmak durumundayım. aynı sıkıntıları yaşıyorum.
şöyle bir geçici rahatlatıcı yol buldum; demlenmiş siyah çay poşetlerini soğuduklarında sulu bir şekilde göz kapaklarımın üzerine koyuyorum. 10 dakikada bir çaya batırıp tekrar koyuyorum. yirmi dakika/yarım saat kadar öyle duruyorum. gözü baya rahatlatıyor.
şöyle bir geçici rahatlatıcı yol buldum; demlenmiş siyah çay poşetlerini soğuduklarında sulu bir şekilde göz kapaklarımın üzerine koyuyorum. 10 dakikada bir çaya batırıp tekrar koyuyorum. yirmi dakika/yarım saat kadar öyle duruyorum. gözü baya rahatlatıyor.
0
